Page 98 - DESEN 11
P. 98

DOMINIQUE INGRES’IN (DOMİNİK ENGIR) ATÖLYEDE SÖYLEDİKLERİ

            Büyük sanatçılar, sadece eser üretmekle kalmamış aynı zamanda sanat üzerine düşünceler öne sür-
            müşlerdir. Bunlardan biri de Fransız ressam Dominique İngres’dır. İngres, atölyesinde öğrencilerine
            uyarılarda bulunmuş, sanat ve sanatçılar üzerine kendisi için notlar tutmuş ve yakınları ile konuşmalar
            yapmıştır. Aşağıdaki metin, bu notlar ve konuşmalardan hareketle derlenen kitaptan alınmıştır.
            •   Hep çizmek gerekir, kalemle çizemediğimizde gözlerimizle çizmemiz gerekir. Pratik olmadan teftiş
                etmeye kalkarsanız gerçekten iyi bir şeye varamazsınız.
            •   Çizmek, sadece dış çizgileri yeniden üretmek olmadığı gibi desen de sadece çizgiden ibaret de-
                ğildir. Desen anlatımdır, iç biçimdir, plandır, modelidir. Geriye de hiç bir şey kalmaz! Desen, resim
                sanatının dörtte üçünü içerir. Kapının üzerine bir tabela koymam gerekse “Desen Okulu” yazıp ko-
                yardım, ressam yaratacağımdan da emin olurdum.

            •   Modelde büyüklükler arasındaki oranlara bakınız, o oranlarda yatar bütün karakter. Derinden sars-
                sın sizi, siz de sarsıcı biçimde aktarın bu göreli büyüklükleri. Yok, yöntemi seçmez de el yordamı
                ilerlerseniz hiçbir şeyin değeri olmaz. Temsil etmek istediğiniz figürü gözlerinizde zihninizde bütü-
                nüyle bulundurun, yaptığınız figür de zaten sahip olduğunuz ve önceden tasarladığınız imgenin
                sadece tamama erdirilmesi olsun.
            •   Bir figür çizdiğinizde en başta hareketini belirlemeye, hareketini nitelemeye uğraşın. Hep dediğim
                gibi hareket hayatın ta kendisidir.
            •   Doğayı incelediğinizde en başta bütüne bakın sadece. Bütüne sorular yöneltin, sadece onu sorgula-
                yın. Ayrıntılar, yola sokulması gereken önemli küçük şeylerdir. Biçim geniş, daha da geniştir! Biçim,
                her şeyin dayanağı ve koşuludur. Duman bile çizgiyle dile gelmeli.
            •   “Çizgi çizmediğim tek bir gün bile geçmemeli.” diyordu Apelles. Bununla demek istediği şuydu -ben
                de tekrarlıyorum işte çizgi, desendir, her şeydir.
            •   Ressam, zarafetle ilgilenmekle haklıdır ama buna bir de gücü eklemelidir; güç ile zarafet birbirlerini
                dışlamaz. Resmin bütünü hem güçlü hem de zarif bir desendir. Zarif yanıyla etkilemesi gereken bir
                tablo bile söz konusu olduğunda -kim ne derse desin- resim işte o sağlam, gururlu ve kişilik sahibi
                desende yatar. Tek başına zarafet yeterli değildir, sadeleştirilmiş desen de yeterli değildir. Daha
                fazlası gerekir. Desenin büyütmesi, sarıp sarmalaması gerekir.
            •   Resim yapmadan önce uzun uzun desen yapın. Sağlam bir temele dayanırsa binanız, rahat yatıp
                uyursunuz.
            •   Resimde anlatım, çok iyi desen bilmeyi gerektirir çünkü kesinlikle doğru biçimde dile getirilmezse
                başarılı olamaz. Yarım yamalak hâkim olmak, ıskalamaya neden olduğu gibi yaşamadıkları duy-
                guların sahtesini yapmaya uğraşan sahte adamları göstermek anlamına gelir. En uç derecedeki
                kesinliğe sadece çok iyi bir desen bilgisi edinmekle ulaşılabilir. Modernler arasında anlatımı en iyi
                verenler, desen konusunda hep en önemli olanlardır. Raffaello’ya bakın bir!
            •   Sanatın asli yanı olan anlatım, biçime sıkı sıkıya bağlıdır öyleyse. Renk konusunda o kadar iyi
                olmak gerekir ki anlatımı kusursuzca aktaran ressamlar, renkçi olarak aynı üstünlüğü göstereme-
                mişlerdir. Bundan dolayı onları yermek, sanatı yeterince bilmemek demektir. Aynı kişiden birbiriyle
                çelişen niteliklere sahip olması istenemez. Kaldı ki itibarına gölge düşmemesi için rengin gerektirdi-
                ği çabukluk, biçimlerin kusursuz arılığının zorunlu kıldığı derinlemesine incelemeye uygun düşmez.
            •   Eskiler bizden üstündü. Bunun da tek nedeni, görme tarzlarının hem güzel hem içten hem güçlü
                hem de aklı başında olmasıydı. Bu ilkeyi hiç yitirmediler ve her şeye uyguladılar. Her şeyde alışkan-
                lık hâline getirdiler. Sanatlarından ya da uğraşlarından geriye kalanlara hatta mutlaka hor gördükleri
                o sıradan çömleklere bile hayranız, o güzelim çizgileri bizi hâla büyülüyor.
            •   İşte bu görme tarzını keşfetmeliyiz yeniden. İp koptu. Daha sonra İtalya’da sanat alanında yaşanan
                Rönesans sırasında kopan ipin iki ucu bir anlığına bağlandı yeniden ama ardından gelen barbarlık
                dolu yüzyıllarda yeniden koptu. Yeniden düğüm atmak gerekiyor ipe.


            INGRES, J.A.D., Atölyede Söyledikleri Notlar ve Düşünceler, (s. 13, 14, 15, 16, 17, 18, 35) Janus Yayıncılık, İstanbul, 2016
            96
   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103