Page 29 - ÇALGI EĞİTİMİ KLASİK KEMENÇE 10
P. 29
ÜNİTE 1
OKUMA METNİ
Türk Müzik Öğretiminde Meşk (Usta-Çırak) Tekniği
Günümüzde bir öğretim yöntemi olarak karşımıza çıkan usta-çırak yöntemi sanatın
her alanında kullanılmıştır. Öğrencinin bir şarkıyı öğretmenini taklit ederek öğrenmesi
esasına dayanan bu yöntem aynı zamanda öğretmenin müzikal tavrını, ahlakını ve
dünya görüşünü aktarmaya da yaramıştır (Gürbüz, 2010, s.1).
Türk müzik eğitiminde öğretim ve aktarım meşk yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Notasız, sadece hafızaya dayalı olan bu yöntem, öğrencinin öğretmeni dinlemesi ve eserin
tamamını taklit ederek tekrarlayarak ezberlemesine dayanmaktadır. “Meşk yönteminin en
büyük avantajı, öğrencinin “tavır okulu” nun şarkısını, sazını, herhangi bir müzik tekniğini
ve etkinliğini hocasının üslubunda öğrenmeye devam etmesidir (Özcan, 2004, s. 374).
Şarkıların icrası sırasında öğrencilere birlikte çalışma yöntemi öğretilmektedir.
İşlemlerin tekrarlanarak eserin ezberlenmesi öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Notalar eksik
olduğu için yazılı kaynak gösterilmeden uygulanan bu yöntemde hafıza çok önemli rol
oynamaktadır. Saz eserindeki meşk, sözlü eserdeki meşkten daha zor olmaktadır. Çünkü
öğrencinin bir enstrümanı icra edebilmesi sadece hafızasına bağlı değildir, her şeyden
önce çaldığı enstrümanın teknik zorluklarını aşması ve enstrümana tam hakimiyet kurması
gerekmektedir. Sözlü eser meşki, yazılı söz ve vuruş düzeni nedeniyle saz eseri meşkine
göre daha kolay olmaktadır. Çalgının öğrenilmesi ve ezberlenmesi, çalgı öğrencisinin
şarkıyı çalışmaya başladıktan sonra şarkıları iyi ezberleyecek kaynaklarının olmaması ve
icra sırasında ritmi çalma fırsatının olmaması nedeniyle zorlaşmaktadır. Bu sebeplerden
dolayı çalgı öğrencisi hanendeden daha ciddi bir hafıza sorunu yaşamaktadır (Behar,
2015, s. 41). “Çalgı öğretiminde meşk yönteminin kullanılması Osmanlı döneminde müzik
sahasında planlı ve aşamalı biçimde oluşan bir süreç değildir. Bu durumun en önemli
nedeni 20. yüzyıla değin çalgı müziğinin ön safta bulunmaması ve çalgıların sadece sese
eşlik eden bir görev üstlenmiş olmasıdır” (Levendoğlu, 2017).
20. yy. da Türk müziğinde yazılı kültüre geçilmesine ve günümüze ulaşan birçok eserde
notaların bulunmasına rağmen meşk yöntemi hâlâ kullanılmaktadır. Türk müziğinin
yazılı kaynaklardan öğrenilmesi, öğretilmesi ve icra edilmesi süreci kolaylaştırmaktadır.
Ancak Türk müziğinin üslup ve tavrının kaynaşması ancak meşk ile sağlanabilmektedir.
Klasik kemençe, icrasındaki üslup ve tavır özelliklerinden dolayı zengin bir icra çeşitliliğini
bünyesinde barındırmaktadır. Bu durumdan dolayı öğreniminde ayrı bir dikkat ve çaba
gerektirmektedir. Klasik kemençenin özellikle orta ve ileri seviye öğreniminde yalnızca
yazılı kaynaklara bağlı kalınması virtüözlük derecesinde icra için yeterli olmayacaktır.
Klasik kemençe icrasında önemli bir yere sahip olan tavır özelliklerinin icra edildiği gibi
notalandırılması durumunda bile yine de adı geçen ezgilerin karmaşık yapılarından
dolayı, usta icracılardan görsel olarak algılanması ve çözümlenmesi gerekmektedir.
TSM bir nüans müziğidir. Bu nüansların doğru kazanımı için her daim bir öğreticinin
yönlendirmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Meşk (Usta-çırak) tekniği içerisinde sürdürülen
klasik kemençe öğrenimi günümüzde etkin bir şekilde varlığını sürdürmektedir.
https://www.academia.edu/52935899/
T%C3%9CRK_M%C3%9CZ%C4%B0%C4%9E%C4%B0_NDE_KLAS%C4%B0K_
KEMEN%C3%87E_%C4%B0CRASI NDA_KULLANI LAN_MET O T LARI N_
DE%C4%9EERLEND%C4%B0R%C4%B0LMES%C4%B0?email_work_card=thumbnail
27