Page 62 - ÇALGI EĞİTİMİ TAMBUR 10
P. 62

OKUMA PARÇASI

                                                         FORM BİLGİSİ




                   PEŞREV
                       Farsçada “önde giden, önde yer alan” anlamına gelen “pişrev” kelimesi, Türk mûsikisisisinde
                   “başta icra edilen eser” manasında kullanılmış ve peşrev adını almıştır. Peşrevler hane adı verilen
                   bölümlerden oluşur. Her hanenin sonunda melodileri değişmeyen “mülâzime” veya “teslim” adı ve-
                   rilen kısımlar vardır. Diğer hanelerde başka makamlara geçkiler yapılsa da ilk hane makama bağlı
                   kalır. Peşrevler genellikle dört haneden meydana gelir ve büyük usullerde bestelenir.






                   SAZ SEMÂİSİ

                       Fasılların en sonunda yer alan mûsikisisi eserleridir. Dört haneden meydana gelen saz semâile-
                   rinin, peşrevlerde olduğu gibi her haneden sonra melodileri değişmeyen “mülâzime” veya “teslim”
                   adı verilen kısımları vardır. Saz semâilerinin ilk üç hanesi, 10/8’lik aksak semâi usulünde bestelen-
                   melidir. Dördüncü ve son hanede usul geçkisi yapılarak semâi veya yürük semâi usulleri kullanılır.






                   ŞARKI

                        Küçük usullerde bestelenen, sözlü, dört haneli formdur. Birinci bölüm “zemin”, ikinci bölüm
                   “nakarat”, üçüncü bölüm “meyan” ve dördüncü bölüm tekrar “nakarat” tır. Genellikle dört mısralık
                   güftelerden meydana gelir ve terennümsüzdür.







                   KÂR
                         Sözlü mûsikisisinin en büyük formudur. Güfteleri 4, 6, 8 veya daha çok mısralı olabilir. Peş-
                   revlerden sonra icra edilir. Beste formundan farkı, terennümlerinin olmasıdır. Ancak terennüm bu-
                   lunmayan kârlar da bestelenmiştir. Kâr formunun genellikle büyük usullerde bestelenmekle birlikte
                   daha küçük usullerde bestelenen örnekleri de vardır. Eserlerde büyük ve küçük usullere geçkiler
                   yapılır. Bazen “nevâ kâr”, “dügâh kâr” gibi isimlerde gördüğümüz üzere bestelendikleri makamların
                   isimlerini alırlar. Zaman zamansa “kâr-ı nev”, “kâr-ı natık”, “kârçe” gibi örneklerde olduğu üzere
                   uzunluk ve kısalıklarına göre değişik isimlerle anılırlar.







                   SEMÂİ
                         İki tür semâi formu bulunmaktadır. Ağır semâiler, fasıllarda beste formundan sonra yer alır.
                   Genellikle ağır aksak semâi ve aksak semâi usulleriyle bestelenir. Yürük semâiler, klasik faslın son
                   eseridir. Bu form, yürük semâi usulü ile bestelenir. Saz semâisinden önce, ağır semâi formundan
                   sonra icra edilir.





              60
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67