Page 94 - ÇALGI TOPLULUKLARI (BATI MÜZİĞİ) | 11
P. 94

Okuma Metni



                                        Sihirli Değnek: Herbert Von Karajan


                Yıl 1976 veya 1977. Salzburg’da (Sazburg) bir seminere katılmıştım. Aynı günlerde Salzburg
                Paskalya  Festivali  başlamak  üzereydi.  Gelmişken  festivalin  hiç  olmazsa  bir  konserini
                dinlemek, Karajan’la da tanışmak arzusuyla içim içimi yiyordu. Oysa konserlerin biletleri bir yıl
                öncesinden satılmıştı bile. Sonunda araya tanınmış bir Amerikalı müzik eleştirmenini koyarak
                Maestro ile iki, üç dakika kadar konuştuk; daha doğrusu o konuştu, biz dinledik. Açık mavi
                gözlerini başımın gerisindeki bir noktaya dikerek yani kesinlikle gözümün içine bakmayarak
                halka açık genel provaya gelebileceğimizi söyledi. Halka açık provaya girme izninin neden
                böyle büyük bir lütuf olduğunu bir türlü anlayamamıştım. Meğerse halka açık provanın biletleri
                de çok önceden satılmış.
                Karajan sportmen adımlarla çıktı sahneye. Gözlerini kapadı, kollarını hafifçe yukarı kaldırdı.
                Berlin Filarmoni Orkestrası pürdikkat ve tıss… bekliyor. Sağ elinin bileğinin belli belirsiz bir
                hareketiyle orkestradan sanki baraj sularını tutan kapak açılmışçasına oluk oluk ses akmaya
                başladı. Konçertonun birinci bölümü yağ gibi kaydı gitti.
                Yıllar sonra yolum yine Salzburg’a, bu kez yaz festivali sırasında düştüğünde bilet meselesini
                Türkiye’den  ayarlamıştım.  Karajan  bu  arada  birkaç  ağır  ameliyat  geçirmişti.  Dayanılmaz
                sırt ağrıları çektiği söyleniyordu. Orkestra çukurundaki yerine ulaşabilmek için iskemlelere
                tutunuyor,  yüzü  acıdan  gerilmiş,  kamburu  çıkmış  yürüyordu.  Taburesine  oturur  oturmaz
                dikleşti, halka dönüp gümüş renkli saçlarını eliyle arkaya doğru tarayarak selam verdi. Yer
                yerinden oynayacaktı sanki, alkışlarla Karajan’ın yüzünün de ışıldadığını, biraz önceki hasta
                adamın gidip yerine enerji dolu birinin geldiğini gördük hep birlikte. Önünde partisyon yoktu.
                Koskoca operayı ezbere yönetiyordu. Yine gözleri kapalıydı ama bütün orkestra çalgılarının
                ve  sahnedeki  solistlerin  antrelerini  belli  belirsiz  bilek  ve  parmak  hareketleriyle  veriyordu.
                Karajan “mucizesi” ya da “sihri” ne inanmaktan başka çaremiz kalmamıştı.



                                                                                                                       Filiz ALİ

                                                                                                      (Metnin aslına sadık kalınmıştır.)
























                             ‘‘Orkestrada Konser Aşamaları’’ ünitemize ait videoyu sağdaki karekoda tıklayarak
                             izleyebilirsiniz.





                                                                                                         93
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99