Page 27 - ÇALGI EĞİTİMİ UT | 11
P. 27

OKUMA PARÇASI

             1. ÜNİTE


            ŞERİF İÇLİ        (1899-1956) Türk mûsikisi bestekârı ve ut sanatçısı




                                        20 Aralık 1899 tarihinde  layan hicaz şarkısıyla elde etmiştir. Günümüze ulaşan yetmiş
                                        İstanbul’un  Beşiktaş  üç eserinden iki saz semâisiyle bir yürük semâi dışındakilerin
                                        semtinde doğdu. Baba-  hepsi şarkı formundadır (eserlerinin bir listesi için bk. Öztu-
                                        sı Hacı Mehmed Efendi,  na, I, 382-383). Saz semâileriyle yürük semâisi ve elli dört
                                        annesi Şöhret Hanım’dır.  şarkısı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu repertuvarında
                                        İlk öğreniminin ardından  kayıtlıdır. “Ezelden âşinânım ben ezelden hem-zebânımsın”
                                        Âfitâb-ı Maârif Rüşdiye-  mısraıyla başlayan hüseynî, “Yine bir sızı var içimde akşam oldu
                                        si’ni bitirdi. İlk resmî gö-  diye” mısraıyla başlayan hüzzam, “Mest oldu gönül gözlerini
                                        revi küçük yaşlarda baş-  gördüğüm akşam” mısraıyla başlayan karcığar, “Hicran yine
                                        ladığı Orman ve Maâdin  hicran mı bu aşkın sonu söyle” ve “Gözlerin hayran bakarmış
                                        Nezâreti’ndeki memuri-  görmeyip ısrârımı” mısraıyla başlayan uşşak şarkıları İçli’nin
                                        yetidir (1914). Askerliğini  çok sevilen eserlerindendir.
                                        Ankara’da yaptı. Terhis-
            ten sonra İktisat Vekâleti’nde arşiv memuru olarak çalıştı,  Şarkılarının çoğu zamanın ses sanatçıları tarafından plaklara
            bir taraftan da akşamları sâzendelik yapıyordu. Ancak bu iki  okunan ve halk arasında çok beğenilen, bazı yerli filmlere
            işten birini tercih etmesi istendiğinde vekâletteki görevinden  de müzik yapan Şerif İçli’nin nota yazma merakı vardı. Uzun
            ayrıldıysa da bir süre sonra İktisat Vekili Celâl Bey’in (Bayar)  yıllar emek vererek meydana getirdiği nota koleksiyonu ve-
            yardımıyla tekrar vekâletteki vazifesine döndü. Bu görevde  fatından sonra Ankara Radyosu tarafından satın alınmış olup
            iken 1938’de faaliyete geçen Ankara Radyosu’nun saz heyetin-  halen Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Müzik Dairesi
            de Eşref Kadri ismiyle çalışmaya başladı. 1946’da bakanlıkta  Başkanlığı Arşivi’nde bulunmaktadır. Ayrıca Şarkı Güfteleri
            ve radyodaki görevlerinden istifa edip İstanbul’a döndü ve  adlı üç ciltlik bir eser (İstanbul 1949-1950) ve Hüzzam Faslı adı
            Maksim Gazinosu’na girdi. 1949 yılından itibaren açılan yeni  altında yetmiş eserin notasının yer aldığı bir kitap (İstanbul
            İstanbul Radyosu’nda ve bazı gazinolarda ud sanatçısı olarak  1951) neşretmiştir. Selâhattin İçli, Şerif İçli’nin kardeş çocuğu
            yer aldı, bu arada özel dersler verdi. Son zamanlarında ga-  İbrahim İçli’nin oğludur.
            zinolardan tamamen çekilerek bütün mesaisini radyoya ve
            derslerine ayırdı. 3 Şubat 1956 tarihinde radyodaki bir program  Kaynakça
            esnasında geçirdiği kalp krizi sonucu öldü ve Feriköy Mezarlı-  https://islamansiklopedisi.org.tr/icli-serif
            ğı’na defnedildi. Şerif İçli, devrinin ud icracıları ve bestekârları
            arasındaki özel yerinin yanında bilhassa sazı ve sesiyle fasıl
            mûsikisinin vazgeçilmez sanatkârlarından biridir. İlk mûsiki
            çalışmalarına komşusu Nakiye Hanım’dan ud dersleri alarak
            başladı ve 1921’de girdiği Beşiktaş Mûsiki Kulübü’nde kendini
            yetiştirdi. Burada tanıştığı kemânî Hakkı Derman’la arkadaş-
            lıkları ömür boyu devam etti. Daha sonraki yıllarda klarnet
            sanatçısı Şükrü Tunar’ın da katılması ile meydana gelen Şerif
            İçli – Şükrü Tunar – Hakkı Derman üçlüsünün gerek fasıllarda
            gerek solo programlarda ortaya koyduğu zengin icra örnekleri
            hâfızalarda derin izler bırakmıştır.


            Döneminde “altın ud” diye anılan İçli’nin üstün ritim yeteneği,
            pürüzsüz mızrabı ile kendine mahsus tavrı katıldığı fasıl ve
            sololarda hemen hissedilirdi. Aynı zamanda iyi bir hânende
            olduğundan fasıllara sesiyle de iştirak ederdi. Şevki Bey’in
            üslûbu sezilen, kendine özgü, duygulu ve sağlam bir prozodik
            yapının hâkim olduğu bestelerinde güfte seçimine çok özen
            göstermiştir. Kibar ve zarif kişiliğiyle tanınan Şerif İçli’nin ilk
            şarkısı 1924’te bestelediği, “Gelmeseydim âleme hiç görme-
            seydim ben seni” mısraıyla başlayan uşşak şarkısı ise de asıl
            şöhretini 1927’de bestelediği, sözleri Süleyman Nazif’e ait,
            “Derdimi ummâna döktüm âsumâna inledim” mısraıyla baş-



         26
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32