Page 53 - ÇALGI TOPLULUKLARI THM 12
P. 53

52    ÇALGI TOPLULUKLARI TÜRK HALK MÜZİĞİ (THM)






































                                                 KARACAOĞLAN

                                    Etkileyici bir dil ve duygu evreni kurduğu şiirleriyle Türk halk şiiri gele-
                                 neğinde çığır açmıştır. 1606’da doğduğu,1679’da ya da 1689’da öldüğü
                                 sanılmaktadır. Hayatı ile ilgili kesin bilgi yoktur. Bugüne değin yapılan
                                 inceleme ve araştırmalara göre 17. yüzyılda yaşamıştır. Nereli olduğu
                                 üstüne değişik görüşler öne sürülmüştür.
                                    Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Toroslar ve Gavurdağları yörelerin-
                                 de yaşayan Türkmen aşiretlerinin yaşayış, duyuş ve düşünüş özellikleri,
                                 onun kişiliği ile birleşerek âşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş getirir.
                                 Anadolu halkının 17. yüzyılda çektiği acılar, göçebe yaşantısının yokluk-
                                 ları, çileleri, çaresizlikleri, şiirinde yer almaz.
                                    Şiirlerinde belirgin tema, doğa ve aşktır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi,
          ölüm ise şiirinin bu bütünselliği içinde beliren başka temalardır. Duygulanışlarını gerçekçi biçim-
          de dile getirir. Düşündüklerini açık, anlaşılır bir dille ortaya koyar. Acı, ayrılık, ölüm temalarını
          işlediği şiirlerinde de bu özelliği göze çarpar.
             Düşten çok gerçeğe yaslanır. Çıkış noktası yaşanmışlıktır. Ona göre kişi yaşadığı sürece ya-
          şamdan alabileceklerini almalı, gönlünü dilediğince eğlendirmelidir. Yaşama sevincinin kaynağı
          güzele, sevgiliye ve doğaya olan tutkusudur. Güzelleri, yiğitleri över, dert ortağı bildiği dağlara
          seslenir. Lirik söyleyişinin özünde, halkının duyuş ve düşünüş özellikleri görülür.
             Göçebe yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan doğa, onun şirinin başlıca temalarından biri-
          dir. Yaşadığı, gezip gördüğü yörelerin doğasını görkemli bir biçimde dile getirir. Dost, kardeş bil-
          diği, sevgilisiyle eş gördüğü, iç içe yaşadığı bu doğa, onun için sadece bir mekân olmaktan ötedir.
          Şiirinin başka önemli bir teması olan aşk, doğadaki benzetmelerle güzelleşir.
             Şiirsel söyleyişinin önemli bir özelliği de, halk şiiri türü olan mâni söylemeye yakın oluşudur.
          Koşmalar, semailer, varsağılar ve türküler şiirleri arasında önem bir yer tutar. Bunların her bi-
          rinde açık, anlaşılır bir biçimde, içli ve özlü bir söyleyiş birliği kurmuştur.
             Pir Sultan Abdal, Âşık Garip, Köroğlu, Öksüz Dede, Kul Mehmet’ten etkilenmiştir. Sanatı ve
          söyleyişindeki içtenlik ile hem çağdaşları hem de kendinden sonra yaşayan Âşık Ömer, Âşık Ha-
          san, Âşık İsmail, Katibî, Kuloğlu, Gevheri, Dadaloğlu, Gündeşlioğlu, Beyoğlu, Deliboran gibi âşık-
          lar üzerinde etkili olmuştur.
                                                     (Komisyon tarafından bu kitap için düzenlenmiştir.)
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58