Page 95 - ÇALGI EĞİTİMİ - KEMANE 12

ETÜTLER VE DAĞARCIK ÜNİTE 2

OKUMA PARÇASI

KONFÜÇYÜS VE MÜZİK

Doğu uygarlığının en önemli filozoflarından biri kabul edilen Konfüçyüs, MÖ 551 yılında Çin’in Lao ken-
tinde doğdu. MÖ 479’da ise hayata gözlerini yumdu. Çocukluk ve gençlik yıllarında “altı antik sanatı”
öğrendi ve bu alanlarda ustalaştı. Bu altı antik sanat; ayin yürütme, aritmetik, okçuluk, savaş arabası
kullanma, okuma ve müziktir. Filozof, meslek yaşamına ambar bekçisi olarak başladı. Kısa süre sonra
altı sanattaki engin bilgisi ve bu sanatları öğretmedeki yeteneği nedeniyle tanındı. Hayatının geri kalan
kısmında kendini öğretmeye adadı.

Konfüçyüs’ün eğitim anlayışında üzerinde durduğu başlıca değer, erdemdir. Ona göre eğitimin amacı,
her yurttaşın ve yöneticinin erdemli olmasıdır. Filozof, erdemli insanı şu şekilde tanımlamaktadır: Güç-
lükleri yenmeyi birinci ödevi kabul eden ve ödülü sonraya bırakan bir kimseye erdemli denir. Konfüç-
yüs’ün en ünlü ahlak ilkesi ise “Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına da yapma.” şeklindeki
ilkedir.

Konfüçyüs, dersler arasında müziğe önemli bir yer ayırmıştır. Yetiştirdiği öğrencilerin zihnini zengin-
leştirmek ve derinleştirmek için şiir, dans ve müzik öğrenmelerini zorunlu sayacak kadar sanata önem
veren bir düşünürdür. Konfüçyüs’ün etik bir değer olan erdem ile müziği birleştirmesi ilginçtir. Filozofun
“Erdem, insan yaradılışının temelidir; müzik ise erdemin süsüdür.” ve “Bir kimse müziği elde ederse
kalbini düzeltir; temiz, nazik ve inançlı bir kalp, kendiliğinden gelişir.” şeklindeki cümleleri onun müzikle
erdem arasında kurduğu ilişkiye örnektir.

Konfüçyüs’ün müziğe verdiği önemi, günümüze ulaşan birçok başka sözünden de anlayabiliriz. Bunlar-
dan bazıları şunlardır:

“Bir milletin karakterini anlamak için onların müziğine bakınız.”
“Bir toplumun müziği bozuldu mu, o toplumda pek çok şey bozulmuş demektir.”
“Hayat, ıstırap ve keder verirse sükûneti müzikte arayınız.”
“Müzik, gökle toprak arasında bir ahenktir.”

93 U
U