Page 25 - ÇALGI EĞİTİMİ KLASİK KEMENÇE 12
P. 25

ÜNİTE 1





              OKUMA METNİ





                                                DÂRÜTTA’LÎM-İ MÛSİKİ

                    1912  senesinde  besteci  ve  ut  sanatçısı  Fahri  Bey  (Kopuz)  idaresinde
                Şehzadebaşı’nda  kurulmuştur.  Türk  müziğinin  gelişmesini  sağlamayı,  ses  ve  saz
                sanatçıları yetiştirmeyi amaç edinen derneğin kurucuları şunlardır: Fahri Bey, Kemani ve
                Piyanist Reşad Bey (Erer), Neyzen İhsan Aziz Bey ve Kanuni Âmâ Nâzım. Dârütta’lîm-i
                Mûsiki’yi kuranlardan başka ilk üyeler; Neyzen İhsan Bey, Kemani ve Tamburi Ömer
                Bey, Tamburi Ahmed Neş’et Bey, Kemani ve Udi Hâşim Bey, Hanende Sıdkı ve Hâfız
                Memduh (İmre) beyler ile Hanende Arap Cemal Bey’dir (Câlân). Hem öğretmen hem
                icra sanatçısı olarak çalışan bu kadroya daha sonra eklenen sanatçılar ise Kemani
                Ahmed Cevdet Bey (Çağla), Kanuni Hasan Ferid Bey (Alnar), Kanuni Vitali Efendi,
                Tamburi İzzeddin Bey (Ökte), Santuri Zühdü Bey (Bardakoğlu), Santuri Nebile Nâzım
                Hanım, Udi ve Tamburi Selâhattin Bey (Pınar), Kemençevi Hafîd Bey, Kanuni Naime
                Hanım (Sipahi), Piyanist Fevzi Bey (Arslangil), Hanende Celâl Bey (Tokses), Hanende
                Mustafa Zeki Bey (Çağlarman), Hâmid Bey (Dikses), Hafız Burhan Bey (Sesyılmaz),
                Sabri Sühâ Bey (Ansen), Mustafa Bey (Çağlar), Safiye Hanım’dır (Ayla). Başlangıçta
                Suphi Bey (Ezgi) klasik eserler dersi, Hüseyin Sadeddin Bey (Arel) de müzik kuramları
                dersleri verdiler. Takip eden yıllarda önce ut, daha sonra usul ve makam derslerini
                öğrencileri olan Fahri Kopuz vermiştir.


                    Zamanın tanınan müzisyenlerinin öğretmenlik yaptığı ve birçok önemli sanatçının
                yetiştiği bu kurum, ders faaliyetleri dışında öğretmen ve öğrenciler olarak kurdukları
                müzik heyeti ile de konserler vermiş ve plaklar çıkarmıştır. Klasik Türk müziği konserleri;
                perşembe,  cuma  ve  pazar  günlerinin  dışında  ramazan  ayında  her  akşam  sırayla
                Beyazıt’ta  bulunan  Moda  ve  Merkez  kıraathanesinde  ardından  Şehzadebaşı’nda
                bulunan Şems kıraathanesinde uzun süre verilmiş ve müzikseverlerin büyük ilgisi ile
                karşılanmıştır. Bu başarılı çalışmalar, iki kez Almanya ve üç kez Mısır’da da devam
                etmiştir.


                    Özel müzik kuruluşları alanında döneminin dikkat çeken en uzun soluklu müzik
                merkezi olan Dârütta’lîm-i Mûsiki; aynı zamanda  yaptığı yaprak ve defter şeklindeki
                nota  yayını  ile  de  Türk  musikisi  repertuvarına  önemli  katkılarda  bulunmuş,  üç  seri
                küçük, bir seri de orta boy nota yayını yapmıştır. Üzerinde seri numarası bulunan küçük
                boy yayınlardan iki serinin kapaklarında Arap harfleriyle basılanlarda tambur çalan kız,
                Latin  harfleriyle  basılanlarda  da  lir  kompozisyonu  bulunmaktadır.  Bu  serilerden  bir
                tanesi perakende notalar, bir başkası fasıl defteri şeklindedir. Küçük boy nota serisinin
                üçüncüsü de “suda yüzen kuğu” kapak kompozisyonu ile “Âsâr-ı Nefîse-i Mûsikiyye”
                adıyla basılmış perakende notalardır. Orta boy yayınlar ise perakende notalar, İzak
                Algazi Külliyatı, suzidil fasıl defteri ve Ali Salâhî Bey’in ut metodudur. Ayrıca “Tamburî
                Cemil Külliyatı” bu seride yayımlanmıştır.


                    Dârütta‘lîm-i  Mûsiki  çeşitli  plaklar  da  yapmıştır.  Odeon  firmasınca  kaydedilen
                yetmiş sekiz devirli bu plakların ön yüzlerinde kurumun ismi “Conservatoire Turque”
                (Türk Konservatuvarı) şeklinde kaydedilmiştir.



                                                            23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30