Page 46 - ÇALGI EĞİTİMİ KLASİK KEMENÇE 12
P. 46
KLASİK KEMENÇE 12
OKUMA METNİ
ATATÜRK’ÜN KADINA VE KADIN EĞİTİMİNE VERDİĞİ ÖNEM
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım,
milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını gibi emek verdim diyemez.
Belki erkeklerimiz memleketi istila edenlere karşı süngüleriyle düşmanın süngülerine
göğüslerini germekle düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkeklerimizin teşkil
ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken,
ormandan odunu, keresteyi getiren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla
beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip,
sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr,
o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük
duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”
Mustafa Kemal Atatürk, 30 Mart 1923, Konya
(...) Bir sosyal topluluk, bir millet erkek ve kadın denilen iki tür insandan oluşur. Kabil
midir ki bir kitlenin bir parçasını geliştirelim, diğerini müsamaha edelim de kitlenin bütünü
ilerletilebilmiş olsun? Mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı
kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin? Şüphe yok, terakki adımları, dediğim gibi iki
cins tarafından beraber, arkadaşça atılmalı gelişme ve yenilik alanında birlikte kesin bir
tavır almak gereklidir. Böyle olursa devrim başarılı olur.”
Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1925, Kastamonu
Mustafa Kemal Atatürk’le beraber kadın hakları kazanılmış, hür ve eşit yaşam
tarzı benimsenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, devletçi ve eşitlikçi kadın hakları
düşüncesini gerçekleştirmiştir. Kadınlara, erkeklerle birlikte eğitim görmede, meslek
sahibi olmada ve çalışmada eşitlik getirilmiştir. Bu eşitlikçi hareket, devletin çıkardığı
kanunlarla güvence altına alınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’e göre kadının eğitim
hakkının eşitlikçi bir anlayışla öğretimin her kademesinde gerçekleştirilmesi olmazsa
olmazlardandır. Çünkü eğitim hakkını toplumun diğer üyeleriyle eşit ve etkili kullanan
birey, toplumun gelişiminde de etkin rol oynar. Cumhuriyet rejiminde “kadının eğitimi”,
ona tepeden verilecek bir “ayrıcalık” olmak yerine, ona iktidar tarafından tanınması
zorunlu bir hak olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlayış da temellerini eğitimsiz bırakılan
kadınların toplumun yarısının eğitimsiz bırakılması demek olduğu düşüncesinden
almaktaydı. Bu düşünce, kadınların toplum içinde “öncülüğü” ile pekiştirilmek
istenmiştir. Kadınların eğitimine verilen önem, kadının toplumsal hayatta hak ettiği
yeri alması ve demokrasinin gerçek anlamda toplumda uygulanabilmesi açısından
oldukça büyük önem taşımaktadır.
44

