Page 105 - SEÇMELİ PİYANO 12
P. 105
SEÇMELİ PİYANO 12 SEÇMELİ PİYANO 12
OKUMA METNİ
SANATSAL MÜZİK
Görsel 2.1: Senfoni Orkestrası
Çoğunlukla “klasik müzik” olarak da adlandırılan sanatsal müzik, kalıcı değerlerle insanlığa
seslenen üst düzey uluslararası beğeniyi temsil için, “uluslararası sanat müziği” teriminde ifadesini
bulur. Öte yandan, türün niteliğini işaret etmesi bakımından, ayrıca yaygın ve yerleşmiş bir kavram
olarak ona “klasik müzik” denmesi de yerindedir.
Avrupa’da sanatsal müzik, 18. yüzyılda uluslararası özellik kazanmaya başlamıştır. Bach’ın
ısrarla Fransız besteci Couperin’i (Kuperin) ve İtalyan Frescobaldi (Freskobaldi) ile Vivaldi’yi
incelemesinin özünde bu gerçeklik yatar. Uluslararası açılımı savunan ilk sanatçı ise Alman şairi
Wolfgang von Goethe’dir (Volfgın Van Göthe) (1749-1832). Söz konusu kavrayışın temelinde
Aydınlanma Felsefesi’nin bir sonucu olan Fransız Devrimi’nin “özgürlük, eşitlik, kardeşlik”
ilkelerinin bütün insanlık tarafından benimseneceği beklentisi vardır. Fransız Devrimi’ni hazırlayan
düşünürlerden Jean Jecques Rousseau (Jan Jak Russo) (1712-1778), “İnsanlar Arasındaki
Eşitsizliğin Kaynağı”, “Toplum Sözleşmesi” gibi kitaplarında insan değerlerini öne çıkaran toplumsal
ilkeleri açık seçik sergilemiştir. Alman düşünür Immanuel Kant’ın (İmanüel Kant) (1724-1804)
“Aydınlanma Nedir” adlı eserinde aynı yaklaşımı pekiştirdiğini görürüz.
Aydınlanma Felsefesi ile sanat arasındaki iç bağlantılar, müzikte ilkin Avusturyalı bir besteci
olan Mozart’ın (1756-1791); Alman, Fransız, İtalyan ulusal stillerden yarattığı bileşimde çiçek açar.
Mozart aynı eserde bu stillerin hepsini birden kullanma yoluna gitmiştir. Beethoven ise (1770-
1827) insanların özgürlüğü için kükremiştir. Onun gözünde bütün insanlar eşit, özgür ve kardeştir.
İmparatoru selamlarken eğilmek gereğini duymayan Beethoven’in şu sözlerini anımsayalım:
“Prens! Sizin asaletiniz, doğuşunuzdaki tesadüfe bağlıdır. Oysa ben kişiliğimi kendim oluştur-
dum. Yeryüzünde yüzlerce prens var, daha binlercesi de gelip geçecek ama bir tane Beethoven
var.”
Günümüzden geçmişe doğru baktığımızda, Barok Dönem’den başlayarak müziğin bütün
insanlığı kavrayan uluslararası açılım süreci evrensel bir tabloyla karşılaştırır bizi. Sanatsal müzik
insanlığa mal olmuştur, bütün insanların malıdır. Günümüzde artık “Avrupa müziği”, “Batı müziği”
gibi kavramlar da yoktur. Yeryüzündeki bütün müziklerin eşit, özgür ve kardeşçe sesini yükselttiği
“Dünya Müziği” çağındayız şimdi.
Ahmet SAY, Müziğin Kitabı, s.228’den alıntı yapılmıştır.
104