Page 7 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 7
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 1
1. ÜNİTE > Giriş Kazanım A.4.1: Metinde geçen kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tespit eder.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Kelimeler Arasında 30 dk.
Amacı Kelime ve kelime gruplarının bilinmeyen anlamlarını metnin bağlamından bulabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Edebiyat ve Toplum Münasebeti Açısından
Modern Tiyatro ve Tiyatro Edebiyatının Önemi
(…)
Edebiyatın ister sanat kaygısıyla olsun isterse fayda mülahazasıyla olsun, sonuç itibarıyla toplum için
faydalı olduğunu tartışmaya gerek yoktur. Edebiyat sözcüğü sözlü ve yazılı geniş bir sahayı kapsar. Mo-
dernleşme maceramızla birlikte ülkemizde edebiyatın türlerinde çeşitlilik olmuştur. Bu çeşitlilik içinde
öyle bir tür var ki toplumu, olumlu yahut olumsuz kullanılış amacına göre en sıcak ve güçlü şekilde
etkileyen, yönlendiren, değiştiren tiyatro ve tiyatro edebiyatıdır. Batı ile tanışmadan önce tiyatro, edebî
bir tür olmaktan ziyade seyirlik bir sanattı. Ne zaman ki tiyatronun Avrupa’daki toplum üzerindeki işle-
vini yazarlarımız fark ettiler, işte o zaman bizde de bu türe yoğun ilgi başladı. Bu işin öncülüğünü yapan
Tanzimat yazarları Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Midhat Efendi ve diğerleri, eskimiş yapıyı
tiyatro yoluyla daha çabuk değiştirebileceklerinin farkına vardılar. Yeni fikirler için tiyatroyu bir kürsü
olarak kullandılar. Bu kürsü, okuma yazma oranı düşük olan toplumumuza daha kısa yoldan ulaşmanın
en etkili silahıydı. Bu etkili silahı Namık Kemal ve Ahmet Midhat Efendi çok iyi kullanmışlardır.
(…)
Midhat Efendi’ye göre tiyatro, bizim gibi gelişen ülkelerde medeniyeti artıran bir vasıtadır. Ona göre
okuma yazma bilenlerin sayısının az olduğu memleketlerde kültürü ve medeniyeti halka tiyatro vasıta-
sıyla ulaştırmak daha kısa zamanda ve daha kolaydır. Zira bir kitap bin beş yüz, nihayet iki bin beş yüz
nüshaya kadar ancak beş yılda satılabilmektedir. Hâlbuki tiyatro yoluyla okuma yazma bilmeyen nüfu-
su ibretli oyunlar vasıtasıyla terbiye etmeğe tiyatro daha elverişlidir. Her defasında yedişer sekizer yüz
nüfus tiyatroda bulunmak şartıyla on beş yirmi defa sahneye konulan bir oyunu on-on beş bin nüfusa
göstermiş oluruz.
(…)
Bilindiği gibi Midhat Efendi’nin en önemli vasfı terbiyeci oluşudur. Her şeye terbiye açısından bakar.
Bundan dolayı o, tiyatronun zararlı olabileceğinin de farkındadır. Ahlâk bozucu, rezil ve muzır şeylere
izin vermemek kaydıyla onun tiyatro anlayışı; ahlaka uygun, ahlakı düzeltici, devlet, millet ve aile sev-
gilerini arttıracak, beşerî değerleri gösterecek bir tiyatro olmalıdır. Namık Kemal de Türk örf ve âdetle-
rine uygun oynanan tiyatronun insanımız üzerinde derin, sosyal hayatı değiştirici tesiri olduğunu görür
ve tiyatroyu milletler için gelişmenin merkezi sayar.
İyi telif eserlerin ortaya çıkması için tiyatro ile uğraşan yazarlarımıza klâsiklerin tercümesini de tavsiye
eden Midhat Efendi, bunun batıyla yeni tanışan yazarlarımıza bir çeşit alıştırma gibi olacağını, tercü-
melerin içlerindeki hayal ve mevzuların yazarlarımıza ışık tutacağını belirtir.
(…)
Sahnenin insanlığı etkileyen bu gücü ayrı ayrı düşünen ve yürüyen insanları zamanla birlikte yürümeye
ve düşünmeye mahkûm eder. Özellikle yabancılaşmanın en ağır tahribatını gördüğümüz günümüz-
de fertlerin birbiriyle olan diyalog kopukluğunun yarattığı anlayışsızlık ve uzlaşmazlık tiyatro eserleri
yoluyla daha rahat ortadan kaldırılır. Seyirci ile sahne arasında kurulan gizemli ve sıcak bir iletişim
seyredenleri bir sevgi çemberinde kolaylıkla buluşturabilir. Bernard Shaw›a (Bernard Şav) göre tiyatro,
bütün bencilliklerin ister istemez eridiği fikrî bir mekândır. Tiyatro yoluyla milletler de birbiriyle yakın
temas kurarlar ve birbirlerinin fikrî yapısını, hayata bakış tarzlarını ve anlayışlarını kavrarlar. Bu da
dünya barışı için önemli bir etkendir. Bu durumda tiyatro insandan insana, milletten millete bir köprü
vazifesi görür.
(…) Prof. Dr. Enver Töre, Uluslararası Edebiyat ve Toplum Sempozyumu
5