Page 10 - Türk Dili Edebiyatı 11 | Çalışma Defteri
P. 10

Açık Uçlu Sorular




                                                      BALIKÇILAR

                - Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder                    Kadın bu son sözle
                 Bugün açız yine; lakin yarın, ümid ederim           Düşündü kaldı; balıkçıyla oğlu yan gözle
                Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader          Soluk dudaklarının ihtizaz-ı hasirine
                                                                     Bakıp sükut ediyorlardı, başlarında uçan
              - Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim          Kazayı anlatıyorlardı böyle birbirine
                Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur           Dışarda fırtına gittikçe pür-gazab, cuşan
                   Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta                Bir ihtilac ile etrafa ra'şeler vererek
                                                                                Uğulduyordu...
                                - Olur
                Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala             - Yarın yavrucak nasıl gidecek
                Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz
                Çocuk düşündü şikayetli bir nazarla: - Ya biz       Şafak sökerken o, yalnız, bir eski tekneciğin
                    Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz                Düğümlü, ekli, çürük ipleriyle uğraşarak
                                                                      İlerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak -
                                Hâlâ                                 şırak döğüp eziyor köhne teknenin şişkin
                 Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi             Siyah kaburgasını... Ah açlık, ah ümid
                   Döğerdi sahili binlerce dalgalar asabi           Kenarda, bir taşın üstünde bir hayal-i sefid
                                                                        Eliyle engini güya işaret eyleyerek
                - Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın         Diyordu: "Haydi nasibin o dalgalarda, yürü!"
               Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme...
                 Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın           Yürür zavallı kırık teknecik, yürür; "Yürümek
                Kayık çocuk gibidir: Oynuyor mu kaydetme            Nasibin işte bu! Hâlâ gözün kenarda... Yürü!"
                 Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun, zira           Yürür, fakat suların böyle kahr-ı hiddetine
                Deniz kadın gibidir: Hiç inanmak olmaz ha           Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?

                  Deniz dışarda uzun sayhalarla bir hırçın          Deniz ufukta, kadın evde muhtazır... Ölüyor
                  Kadın gürültüsü neşreyliyordu ortalığa                Kenarda üç gecelik bar-ı intizariyle
                                                                        Bütün felaketinin darbe-i hasariyle
                - Yarın küçük gidecek yalnız, öyle mi, balığa        Tehi, kazazede bir tekne karşısında peder
                 - O gitmek istedi; "Sen evde kal!" diyor...         Uzakta bir yeri yumrukla gösterip gülüyor
                              - Ya sakın                            Yüzünde giryeli, muzlim, boğuk şikâyetler…
                        O gelmeden ben ölürsem
                                                                                                                                   Tevfik Fikret
































                                            ORTAÖĞRETİM     10 TDE- 11
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15