Page 38 - Tarihı 10 | Çalışma Defteri-8
P. 38

Beceri Temelli - 9



           Verilen resimler ve açıklamalardan yola çıkarak soruları cevaplayınız.




                                               İYİLİK YAPMAK HERKESİN HAKKI


                                                                            Fatih’in bir vakfiyesi





                                                           “Ben ki İstanbul Fatihi abd-i âciz (aciz kul) Sultan Mehmed
                                                           Han’ım! Bizatihi alnumun teriyle kazanmış olduğum akçe-

                                                           lerumle (şahsi paramla) satun alduğum İstanbul’un Taşluk

                                                           Mevkii’nde kâin (bulunan) ve malumu’l hudut (sınırları belli)
                                                           olan yüz otuz altı bap dükkânımı aşağıdaki şartlar muvace-

                                                           hesinde vakf-ı sahih eyledum. İş bu gayr-i menkulatumdan

                                                           (dükkânlarımdan) gelicek nemalardan (gelirlerden) İstan-
                                                           bul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledum. Bunlar, elle-

                                                           rinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü karışımı ol-
                                                           duğu halde günün müteaddit saatlerunde sokakları gezeler.

                                                           Tükrüklerin üzerine bu tozu dökeler (kirecin mikrop öldürü-

                                                           cü etkisini unutmayalım) ki, yirmişer akçe alalar...





         “Ayrıyeten, on cerrah (operatör), on tabip (doktor) ve üç de yara sarıcı (hemşire-sağlık memuru) tayın eyledum. Bun-
         lar dahi, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bilaistisna (ayırım yapmadan) her kapuyu vuralar ve o hanede hasta

         olup olmaduğun soralar, hasta var ise ve şifası mümkin ise şifayap edeler (evde tedavi etsinler); değilse kendulerun-

         den hiçbir karşıluk beklemeksızın (ücretsiz) Darülâceze’ye (yoksullar bakımevine) kaldırarak orada salah bulduralar
         (iyileştirsinler)… “Maazallah (Allah korusun) İstanbul’da et buhranı çıkacak olursa vakf ittuğum yüz adet tüfengi

         ehline (avcılara) vereler. Bunlar, hayvanat-ı vahşiyenin (av hayvanlarının) yumurtada ve yavruda olmadığı sırada bal-
         kanlara (dağlara, ormanlara) çıkub avlanalar ki zinhar (kesinlikle) hastalarumuz gıdasuz (proteinsiz) kalmasunlar…


         “Ayrıyeten, külliyemde bina ve inşa ittuğum imarethanede şehit ve şühedanın harimleri (şehit aileleri) ve İstanbul

         fukarası yemek yiyeler... Ancak, yemek yemeye veya almaya bizatihi kenduleri gelemeyecek vaziyette olanlarun
         yemekleri günün loş karanlığında kimse görmeden kapalı kaplar içerusunda evlerine götürüle...”















                                            ORTAÖĞRETİM    38 TARİH-10
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43