Page 5 - Fen Lisesi Kimya 12 | 2.Ünite
P. 5
2.1.1. Organik Bileşik Kavramının Gelişimi
Kimyasal bileşikler elde edildiği kaynaklara bağlı olarak
anorganik ve organik olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Anorganik
bileşikler minerallerden elde edilirken organik bileşikler bitkisel
ve hayvansal kaynaklardan yani canlı organizmalar tarafından
üretilen maddelerden elde edilir. Organik kelimesi, organizma-
dan türemiş anlamındadır ve ilk kez İsveçli kimyacı Berzelius
(Berzelyus) tarafından kullanılmıştır (1807). “
Çoğu kimyacı, önceleri organik ve anorganik bileşikler İnsanın en büyük yardımcısı
arasındaki farkı canlı kaynaktan gelen yaşamsal kuvvetin oluş- tesadüf değil
turduğunu düşünmüştür. Bundan dolayı kimyacılar, organik bi- azim ve sebattır. ”
leşiklerin anorganik bileşikler gibi laboratuvarda elde edileme- S.Smiles
yeceğine ve bu bileşikler ile deney yapılamayacağına inanmıştır.
Bu düşünce organik kimyanın gelişimini geciktirmiştir.
1828 yılına kadar bilinen bütün organik bileşiklerin kaynağı
hayvanlar ve bitkilerdir. Ancak 1828’de Alman kimyacı Friedric
Wöhler (Fredirik Völer), o zamana kadar sadece idrardan elde
edilen üreyi (Görsel 2.2) amonyum siyanatı ısıtarak elde etmiş-
tir. Böylece organik bir madde canlı bedeninin dışında ilk kez
sentez edilmiştir. Wöhler, anorganik KCN ile PbO 2 bileşiğini
ısıtarak KCNO bileşiğine dönüştürmüştür. Oluşan bu maddeyi
(NH 4 ) 2 SO 4 ile tepkimeye sokarak amonyum siyanat (NH 4 CNO),
anorganik amonyum siyanattan da organik NH 2 -CO-NH 2 (üre)
elde etmiştir. Üre eldesinin kimyasal tepkimeleri şu şekildedir: 77
KCN + PbO 2 → KCNO + PbO
2KCNO + (NH 4 ) 2 SO 4 → 2NH 4 CNO + K 2 SO 4
O
ısı = }
NH 4 CNO → NH 2 -C-NH 2
(Üre)
}
Görsel 2.2: Üre
FEN LİSESİ KİMYA 12