Page 23 - Tarih 10 - Ünite 3
P. 23
DEVLETLEŞME SÜRECİNDE
SAVAŞÇILAR VE ASKERLER
Tımar Sistemi ile Feodalite
Bazı araştırmacılar tımar sistemini feodaliteyle aynı kefede değerlendirme eğilimindedir.
Ancak iki sistem arasında içerik açısından önemli farklılıklar vardır. Feodalite, Batı Avrupa’ya
has bir kavram olup merkezî otoritenin yok olması üzerine ortaya çıkmış bir yapıdır. Avrupa’da
kralların unvanları çoğu zaman kâğıt üzerinde olup feodal beyler, kralı sadece birinci senyör
sayar, savaş anında doğrudan kendilerine bağlı askerlerle asıl orduya katılırlardı. Kral hiç
bir zaman bir feodal beyi azledemezdi. Feodal bey kendi bölgesinin sadece idarecisi değil
aynı zamanda o bölgedeki arazilerden bizzat insanlara kadar her şeyin mutlak sahibidir.
Osmanlılar ise daha ilk dönemlerden itibaren padişahın mutlak otoritesine dayanan mer-
keziyetçi bir devlet sistemini benimsemiştir. Bu anlayışın ürünü olan tımar sisteminde,
tımar sahibi sadece hizmeti karşılığı hak ettiği ücreti o bölgenin vergilerinden tasarruf
eden bir devlet memuruydu. Devlet, toprağın mülkiyet hakkını her zaman muhafaza edi-
yordu. Tımar sahibi ile o tımardaki reaya arasındaki ilişkiler kanunlar tarafından ayrıntılı
şekilde belirlenmişti. Tımar sahibi sorumlu olduğu hizmetleri yapmaması veya reayaya
kötü davranması nedeniyle azledilebilirdi (Afyoncu, 2016, s.796-797’den düzenlenmiştir).
Aşağıdaki soruları metinden yola çıkarak cevaplayınız.
1. Tımar sisteminde ve feodalitede mülkiyet hakkı kimlere aittir?
2. Sahip olduğu haklar bakımından Osmanlı köylüsü ile Avrupa köylüsünü kıyaslayınız.
3. Tımar sistemi ile feodalite arasındaki temel farklılıklar nelerdir?
4. “Tasarruf” nedir?
5. Tımar sisteminin Osmanlı Devleti’ne sağladığı faydalar nelerdir?
6. Avrupa’da merkezî krallıkların ortaya çıkması nasıl gerçekleşmiş olabilir?
Osmanlı Ordusu Sefere Nasıl Çıkardı?
Osmanlı ordusu büyük bir disiplin ve sessizlik içinde hareket ederdi. Sefer boyunca savaş
düzeni bozulmadan yürünürdü. Akşam, çadırlar kurulur ve gerekli ihtiyaçlar karşılandıktan
sonra uyunurdu. Sulak ve otlak yerler konaklama seçiminde tercih edilen yerlerdi. Şayet su
kenarı bulunamamışsa kuyular açılarak su ihtiyacı giderilirdi. Ordu için kurulan on binlerce
çadır büyük bir şehir görüntüsü oluştururdu. Belli bir düzen içerisinde kurulan çadırlarda
askerler yağmurdan ve soğuktan korunurdu. On binlerce kişinin tuvalet ihtiyacının karşı-
lanması da önemli konulardandı. Bu konuda meydana gelecek bir aksama ordu içerisinde
çeşitli hastalıkların çıkmasına sebep olabilirdi. Bir diğer ihtiyaç da yol boyunca yıkanma
meselesiydi. Bu iki ihtiyaç için hamam ve hela çadırları vardı. Ayrıca ibadet için mescid
çadırı, hasta ve yaralılar için hastane çadırı, yiyecekler için mutfak çadırları ve devlet arşivi
için defterhane çadırları kurulurdu (Afyoncu, 2016, s.680’den düzenlenmiştir).
Aşağıdaki soruları metinden yola çıkarak cevaplayınız.
1. Ordunun disiplin ve sessizlik içinde hareket etmesinin nedenleri neler olabilir?
2. Ordunun konaklamasında sulak ve otlak yerlerin tercih edilmesinin nedenleri nelerdir?
3. Seferde çeşitli çadırlar kurulmasının gerekçeleri nelerdir?
4. Osmanlı ordusunda, savaşan askerlere yardımcı olan destek kıtalarında kimler yer al-
maktadır?
5. Ordu, seferlere hangi mevsimde çıkmıştır?
95

