Page 61 - Biyoloji 10 | 3.Ünite
P. 61
DOĞAL KAYNAKLAR VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
3.3. DOĞAL KAYNAKLAR VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
Doğa tarafından insanın kullanımına sunulan yer
altında ve üstünde bulunan yenilenebilir ve yenilene-
mez kaynaklara doğal kaynaklar denir. Ekosistem-
deki mikroorganizma, bitki (Görsel 3.45), hayvan ve
mantar gibi pek çok canlı türünün oluşturduğu biyo-
lojik çeşitlilik, canlı doğal kaynakları oluşturur. Güneş,
rüzgâr, petrol, mineraller, canlıların farklı yaşam alan-
ları, toprak ve su cansız doğal kaynakları meydana
getirir. Biyolojik çeşitlilik, insanın doğada birçok canlı
türünü ilaç, ham madde ve besin kaynağı olarak kul-
lanmasından dolayı önemli bir doğal kaynak hâline
Görsel 3.45: İstanbul Lalesi
gelmiştir. Doğal kaynaklar, insanlar tarafından hiç
tükenmeyecekmiş gibi aşırı ve yanlış kullanılırsa doğal denge bozularak tüm canlıların yaşamını tehdit
eder. 1960’lı yıllarda başlayan çevre bilincinin gelişimiyle doğa ve doğal kaynakları koruma konusu
önem kazanmıştır.
3.3.1. DOĞAL KAYNAKLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN ÖNEMİ
Doğal kaynaklar milyonlarca yıllık bir süreçte kendine özgü dinamik etkileşimlerle oluşmuştur. İn-
sanların bilinçsizce tüketiminden kaynaklanan doğal kaynaklardaki kayıpların önlenerek dengenin ye-
niden sağlanması yüksek maliyetli sosyal, bilimsel ve ekonomik süreçleri gerektirir. Doğal kaynakların
ekosistem dengelerine uygun şekilde kullanılarak çeşitlilik ve üretkenliklerinin sürekliliğinin sağlanması-
na sürdürülebilirlik denir. Ekosistem ve bileşenlerinin varlıklarını doğal olarak sürdürmelerini sağlamak
çağın zorunluluğu hâline gelmiştir. Doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin bilinçsizce yok edilmesi geri
dönüşü olmayan kayıplara neden olacaktır.
19. yüzyıldan itibaren sanayileşmenin artması, nüfus artışı, kentleşme ve kirlenme doğal kaynakları
olumsuz etkilemiştir. Kaynakların bilinçsiz kullanımı, orman yangınları, aşırı otlatmalar, sulak alanların
kurutulması ve tarımsal faaliyetler gibi insan etkileri biyoçeşitliliği giderek azaltmıştır. Özellikle modern
teknoloji insanlara doğadan sınırsız yararlanma olanağı sağlamıştır. Bu nedenle bütün doğal faktörlerin
bir araya gelerek oluşturduğu doğal denge, yanlış ve aşırı kullanımlar nedeniyle zarar görür. Dolayısıyla
başta insanlar olmak üzere bütün canlıların yaşam ortamları olan ekosistemler olumsuz etkilenir. Bu
olumsuz etkiler ve sonuçları, doğal süreçlerle kısa zamanda eski hâline dönüşemez. Doğal kaynaklara
verilen zararları önleme ve zarar görmüş kaynakları yeniden kazanma, düzenleme çalışmalarında mo-
dern teknoloji yetersiz kalmaktadır.
Bilinçsiz ve aşırı kullanım sonucu doğal kaynaklara zarar verdiğini fark eden toplumlar, telafi yolları
arar ve yöntemler geliştirir. Bu süreçte çok sayıda projeler hayata geçirilirken yüksek miktarda mali
kaynaklar kullanılır. Doğal kaynakların bilinçsiz ve aşırı kullanımı insanlara kısa dönemde yarar sağla-
yabilir. Ancak yapılan bütün telafi etme süreçlerinde çok daha fazla iş gücü, zaman ve ekonomik kaynak
harcanır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için bireyler kendine, ailesine, çevresine
ve ülkesine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir. Doğal kaynaklar, bilinçsiz ve aşırı kullanım yoluyla
israf edildiği takdirde gelecek nesillerin ekolojik sorunları daha fazla artacaktır.
BİYOLOJİ 10
195