Page 25 - Felsefe 11 | Çalışma Defteri 8
P. 25
CEVAP ANAHTARI
EŞLEŞTİRME
1. E 2. Ç 3. A 4. F 5. G 6. B 7. D 8.C
BOŞLUK DOLDURMA
1. Güç iradesi 2. Efendi 3. Süre 4. Ben 5. Varoluş 6. Sorumlu 7. Olağan bilim
8. Paradigma 9. Materyalizm 10. Diyalektik 11.Metafizik 12. Ontoloji 13. Kategorik
ÇOKTAN SEÇMELİ
1. E 2. A 3. C 4. B 5. A 6. E 7. B 8. A 9. A 10. D 11. A 12. B 13. A 14. C 15. B
AÇIK UÇLU SORULAR-I
1) Paradigma, bilim insanları tarafından kabul görmüş bilimsel çerçevelerdir. Bilimsel açıklamalar, bilimsel bir devrim gerçekleşene
kadar evrendeki önemli problemleri çözmede bu paradigmaları kullanırlar. Ne zaman paradigma sorun çözmekte yetersiz kalırsa, bi-
limde bunalım ortaya çıkarsa, yeni bir paradigma bulunur ve bilim çevrelerince yeni paradigma kabul görür, o zaman bilimsel devrim
gerçekleşir. Paradigma evreni anlamak ve açıklamak açısından önemlidir.
2) Kuhn bilimde geçerli olan problem çözme yollarını paradigma olarak tanımlamış ve ihtiyaç halinde bu paradigmalarda değişiklik
olabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle Kuhn’a göre bilimsel kuramlar değişime kapalıdır diyemeyiz. Ancak metinde bazı bilim insan-
larının yeni bir paradigmayı kabul etmekte zorlandığından da söz edilmiştir ve bu bilim insanlarının ya sonunda yeni paradigmayı
kabul etmek zorunda kaldığı ya da bilim çevresinden kopmak zorunda kaldığından bahsedilmiştir. Sizin bu konudaki görüşünüzü be-
lirtmeniz beklenmektedir. Siz de bilimsel çalışmaların yeni yöntem ve açıklamalarla yeni sonuçlara ulaşabileceğini ya da deneylerle
kanıtlanmış bir kuramın artık eleştiri ve değişime kapalı olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
3) Yani bilim topluluğunun tamamını ikna edemese bile çoğunluğunun uzlaşımını mümkün kılan açıklamalar bilim çevresinde kabul
görür ve yeni bir paradigmanın ortaya çıkmasına imkan tanır.
AÇIK UÇLU SORULAR-II
1) Metinde güç isteminin değer biçmekle ilgili olduğu, mevcut değerleri yıkıp yerine bireyin kendi değerlerini yaratması gerektiği
vurgulanmıştır.
2) Nietzsche’ye göre insan, toplumu ve kendini aşmalıdır. Bunun yolu da toplum tarafından benimsenmiş ve bireye hazır olarak
sunulan kural, ilke, kabul vb. eleştirilmesi hatta yok sayılması ve bireyin iyiyi, kötüyü, değerliyi kendinin keşfetmesidir. Verilen sözde
de Nietzsche bulduğu ile yetinene, kendine sunulanı kabul edene değil de “ben”, “evet”, “hayır” diyerek kendi doğrusunu bulmaya
çalışana saygı duyduğundan bahsetmiştir.
3) Nietzsche herkes için geçerli bir iyi ve kötünün mümkün olamayacağını belirtmektedir. Bu düşünce metinde “Ama kendisini keş-
fetmiştir, budur benim iyim ve kötüm diyen kişi:”, “Bu uykuculuğu bozdum onlara şunu öğrettiğimde: neyin iyi neyin kötü olduğunu
henüz hiç kimse bilmiyor:- yaratıcı kişi dışında!” ifadeleriyle de desteklenmektedir. Sizden de Nietzsche gibi iyi ve kötü gibi değer-
lerin insanlar tarafından oluşturulması gerektiğini mi yoksa O’nun aksine zaten herkes için geçerli değerlerin mevcut olduğunu ve
yeniden keşfetmeye ihtiyaç olmadığını mı düşündüğünüzü gerekçeleriniz ile belirtmeniz beklenmektedir.
AÇIK UÇLU SORULAR-III
1) Felsefi antropoloji, insanın kendine dönmesi, kendini anlamaya çalışması sonucu ortaya çıkmış bir alandır. Bu, insanı anlama
süreci insanı diğer bilimlerin yaptığı gibi belli özelliklerine odaklanarak parça parça değil bir bütün olarak anlamaya çalışmaktadır.
Bu bilgi alanını insanı anlamada gerekli ve önemli bulup bulmadığınız konusundaki görüşünüzü açıklamanız beklenmektedir. İnsa-
nın hiçbir koşulda anlaşılamaz bir varlık olduğunu ve bu yüzden herhangi bir araştırma biçiminin onu anlamaya yaramayacağını,
bu nedenle de felsefi antropolojinin önemsiz bir alan olarak kalacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ya da psikoloji, sosyoloji, biyoloji
gibi bilimsel yöntemler kullanan alanların insanı anlamada daha başarılı olacağını düşündüğünüz için felsefi antropolojiye gerek
olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Ya da aksine kompleks yapıdaki insanın ancak felsefi bir yönelimle; insanı insan yapan koşulların
bütünün incelenmesi yoluyla anlaşılabileceğini, dolayısıyla da insanı anlamak için felsefi antropolojiye ihtiyaç olduğunu düşünüyor
olabilirsiniz.
2) İnsan bilinçli bir varlık olması bakımından diğer varlık türlerinden ayrılmaktadır. İnsanın bu durumu nedeniyle insana özgü diye-
bileceğimiz, özgür olmak, değer yaratmak, devlet kurmak, inanmak, sanat yaratmak, konuşmak gibi bazı varlık koşulları vardır. Bu
fenomenlerin tamamı birbirini etkiler ve birbirinden etkilenir. Verilen sözle anlatılmak istenen bütün bu varlık koşullarının insanın
varlık bütününü oluşturduğu ve bu bütünde anlamlı hale geldiğidir.
3) İnsanın somut ve metafizik yönleriyle bir bütün olduğu, öteki varlık alanlarından farklı olarak değer ürettiği söylenebilir. İnsanı
anlamak için onun tek bir yönünü anlamak yetmez, insan bütün yönleriyle incelenmelidir. Metinde de vurgulandığı gibi bu bütün
varlık koşullarını, fenomenlerini birbirine bağlayan değer fenomenidir. Bu değer fenomeni dolayısıyla insan yapıp-etmeleri anlam
kazanır.
MATEMATİK-11
ORTAÖĞRETİM 25 FELSEFE-11
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ