Page 20 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 7.Ünite
P. 20

7.  ÜNİTE






               11-15. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
                    (…)

                      Onun karşısındaki hissimi aşağı yukarı tahlil ediyorum: Bir kere bu yalıda gözlere çarpan büyük
                   bir üslûp vardı. Geçmiş bir zamanın asil kalıntısı gün görmüş ve geçirmiş yalı, geçen zamana yüksek-
                   ten bakan mağrur, olgun, üstat bir kişizade gibi idi. Yengem ve kalfalar ondan bu hissi almayabilirlerdi
                   ama ben yalıyı görünce bunu duyuyor ve yalıda iken bu hissin içine girmiş oluyordum. Boğaziçi’nin
                   bu terk edilmiş köşesinde sanki bu toprağa köklenmiş, güya bu sularda filizlenmiş olan yalı, bir kenar-
                   da bütün bir varlığın esrarıyla bir nilüfer gibi açılmıştı. Bu toprağa, bu muhite, bu tarihe, bu imana, bu
                   sulara, bu zevke ve bu inhitata bağlı ve dahildi. Bu, zaman içinde açılmış bir şey, bir çiçek, evet salon
                   bir çiçekti.
                      Ben onu akan suların önünde daha yavaş geçen bir çiçek gibi duyuyordum. Bunun içindir ki gön-
                   lüme dolan kokusu bana bu kadar bayıltıcı geliyordu. Ve yine bunun içindir ki ben ona girer girmez
                   muhitimde zaten mevcut olan hisler ve fikirlerin daha derin bir tabakasına inmiş, büyüsünü daha
                   derinden duymuş oluyordum. İçimde hazır bulunan hayal âlemine açılan bir kapı bulmuş oluyor ve
                   ondan geçerek mahrem dünyama dalıyordum. Bu hüviyet, bu ruh elbette bin bir kanaat ve cehalet,
                   alışkanlık ve ilim, şiir ve usulün birleşmesinden hâsıl olma bir tezahürdü ki bu sular önünde, bu rıhtım
                   üstünde, bu bahçe içinde tahtadan bir mahfaza hâlinde burada yapılmış olmaktan ziyade hâsıl olmuş
                   gibi görünen bu yalıya bir mana kazandırıyor, onu bir mabet gibi söyletiyordu. Bundan dolayıdır ki bu
                   yalı, içindeki insanların fevkinde, hâliyle, sükûtuyla, vakarıyla, bana bir şiir söyleyen, bir ders veren
                   bir üstat oluyordu.
                                                                  Abdülhak Şinasi HİSAR, Geçmiş Zaman Köşkleri

                11.  Metinde geçen “tahlil etmek, hâsıl olmak” kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hare-
                   ketle belirtip aşağıdaki boşluğa yazınız.

                   ……………………………………………………………………………………………………………………
                   ……………………………………………………………………………………………………………………


                12.  Okuduğunuz metinde geçen “Boğaziçi’nin bu terk edilmiş köşesinde sanki bu toprağa köklenmiş,
                   güya bu sularda filizlenmiş olan yalı, bir kenarda bütün bir varlığın esrarıyla bir nilüfer gibi açılmıştı.”
                   cümlesinde yazarın anlatmak istediği nedir?

                   ……………………………………………………………………………………………………………………
                   ……………………………………………………………………………………………………………………


                13.  Metnin dilini göz önünde bulundurarak metnin yazıldığı dönem ile ilgili çıkarımlarda bulununuz.
                   Çıkarımlarınızı aşağıdaki boşluğa yazınız.

                   ……………………………………………………………………………………………………………………
                   ……………………………………………………………………………………………………………………


                14.  Metinden kişileştirme ve benzetme sanatlarına örnek cümleler bularak bu cümlelerin metnin anla-
                   tımına katkısını belirtiniz.
                   ……………………………………………………………………………………………………………………
                   ……………………………………………………………………………………………………………………

                15.  Okuduğunuz metin farklı bir bakış açısıyla yazılmış olsaydı eşyalara yönlendirilen duygularda
                   nasıl bir değişiklik olurdu?
                   ……………………………………………………………………………………………………………………
                   ……………………………………………………………………………………………………………………





           266
   15   16   17   18   19   20   21