Page 104 - DESEN 12
P. 104

DESENDE ULUSAL ÜSLUP ÖZELLİKLERİ VE ÜLKE ÜSLUPLARI
                  Aynı zamanda yaşayan sanatçıların görüş tarzları birbirine ne kadar benzerse benzesin bunlar da kendi
                  aralarında birtakım ayrılıklar gösterir. Zaman üsluplarının yanında ülke, ulus ve sanat okullarının üslupları
                  da yer alır. Leonardo da Vinci ve Albrecht Dürer (Albireht Dürâ), Rönesans Dönemi ustalarıdır. Her ikisi de
                  dünyaya Rönesans gözü ve görüşü ile bakmışlardır. Bir önceki kuşağın resimleri ile bunların eserleri karşı-
                  laştırılınca insan gözünün kısa bir süre içinde biçimleri kavramada yepyeni bir anlam kazandığı söylenebilir.
                  Leonardo da Vinci ve Albrecht Dürer, Rönesans Dönemi ustalarıdır. Her ikisi de dünyaya Rönesans gözü ve
                  görüşü ile bak mışlardır. İki ressamın eserleri kendi başlarına ele alınırsa bunların arasında birtakım ayrılık-
                  lar olduğunu görülür. Her iki resimde bir yaşlı insan yüzü vardır. Fakat bu yaşlı yüzde iki ustanın aradıkları
                  ve buldukları şeyler birbirinden ayrılır. Leonardo kendi portresi olduğu hâlde daha çok her yaş lı insanda
                  görülen genel niteliklere önem vermiştir (Görsel 2.56). Sanatçı, yüzü tipleştirip özünü belirtmiştir. Alın bu-
                  ruşukluklarının, gözlerin, saç ve sakalın işlenişi hep bu yönde ilerlemiştir. Bireysel ve geçici özelliklerin
                  törpülenmesine gidilmiş, biçimin elden geldiği kadar bu özelliklerden sıyrılması sağlanmıştır.
                  Dürer’in resmini yaptığı yaşlı insanın yüzünün nere sine bakılsa hep bir kere için söz konusu olan, insandan
                  insana değişen özellikler göze çarpıyor. Leonar do’nun portresinde biçim kendine yetiyor, üzerinde fazla
                  düşünmeye zorlamayan güzel bir yaşlı insan yüzü görülüyor. Dürer’e göre insan yüzü ruhun aynasıdır.
                  Yaptığı bir resimde her çizgi, gerçekten yaşanmış bir hayatın izlerini taşıyor (Görsel 2.57). Böylece burada
                  güzellik duygusuna dayanan bir İtalyan biçimciliğine karşılık ger çeklik ve doğruluk kaygısına dayanan bir
                  Alman anlatımcılığından söz edilebilir. Dürer ise insanı, yüzüne yansıyan karakteriyle tanıtmaya çalışıyor.
                  Bu yönteme daha çok karakter ressamlığı denir.
                  Kaynak: Avrupa Resminde Gerçek Duygusu, S. Eyüboğlu. M. Ş. İspiroğlu, s.19-20, Hayalperest Yayınevi, 2013, İstanbul














































                  Görsel 2.56: Otoportre, 1512, Leonardo da Vinci,  Görsel 2.57: Yaşlı bir adam çalışması, 1521, Albrecht Dürer,
                  Royal Akademi, İngiltere                        Albertina, Grafik koleksiyonu, Viyana





            102
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109