Page 120 - DESEN 9
P. 120
3. ÜNİTE DESEN ÇALIŞMALARINDA NESNE ETÜTLERİ
OKUMA PARÇASI
EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK) TEMSİLCİLERİNDEN PAUL CEZANNE VE DESEN
Empresyonizmde ressamlar; atölye resmini bırakarak, çalışmalarını doğaya çıkarak yapmışlardır.
Gün ışığını kaynak olarak alan empresyonistler için parlak güneş önemlidir. Empresyonistler, ışığın
nesne üzerinde yarattığı renk değerleriyle ilgilenmişlerdir. Gün ışığında çalıştıkları anı yakalama
gayretinde olduklarından hızlı fırça vuruşları ve çoğunlukla pentür yoğunluğu hâkimdir. Işıklı alan-
lardaki sıcak renk değerler, yerini gölgede soğuk renk değerlerine bırakır.
Görünen nesnenin yapısından uzaklaşarak ışığın etkisine konsantre olunduğu için desen yerini
renk uygulamalarına bırakır. Rönesans’ın biçim veya çizgi perspektifi yerine, renge dayalı bir pers-
pektif ortaya çıkar.
Görsel 3.48: Kendi portresi,1895, Paul Cezanne, Görsel 3.49: Paul Cezanne’nın portresi, 1874, Camille
Ulusal Sanat Galerisi, ABD Pisaro, Metropolitan Müzesi, ABD
Resim sanatında izlenimcilik ile başlayan nesneden bağımsız, özgün çalışma yapma eğiliminin Ce-
zanne ile devam ettiği görülür. Cezanne (Görsel 3.48 ve 3.49) kendisini her şeyden çok doğanın
yapısal çözümlemesini yapmaya adamıştı. Klasik Fransız kompozisyon geleneğini çağdaş gerçek-
çilikle bağdaştırmak yolunda çaba harcayan sanatçı yalnızca göze değil, akla ve düşünceye de ses-
lenen bir sanatı amaçlamıştır. 1870’lerin sonundan başlayarak resimlerinde yüzeysel düzenlemeler
yerini tümüyle derinliği, kütlesel hacmi olan bir kompozisyona bırakmıştır.
Cezanne nesneyi geometrik düzlemde ele almıştır. Küre, koni, silindir vd. olarak tanımladığı doğa-
yı bu perspektif üzerinden temellendirerek sanatına uygulamıştır. Cezanne’nin bu tavrı Kübizm’e
referans olmuştur. Modernizmin babası olarak tanınan sanatçı, izlenimcilikten yola çıkarak yepyeni
118