Page 87 - ÇOK SESLİ KORO | 10
P. 87
4. ÜNİTE
OKUMA PARÇASI
Görsel 4.7: Paul H�ndem�th
HINDEMITH’İN (HİNDEMİT)
TÜRKİYE’DEKİ MÜZİK SANATI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ VE ÖNERİLERİ
Hindemith’e göre Doğu ve Afrika’nın Akdeniz kıyı bölgeleri müziğinin ses dizileri, temelden değişikliğe uğra-
madan çok sesli müziği uygulamaya uygun değildir. Oysa Türkiye topraklarında öylesine güçlü bir ses sistemine
sahip halk müziği vardır ki bu, Türk bestecilerini beste çalışmalarının ana kaynağı olarak besleyebilir. Bu müziği
eski Türk halk ve köy müziğinde bulmak olasıdır. Bu halk müziği ton, riti m ve biçimsel yapı açısından o denli belir-
gindir ki her türlü çeşitlemede uygulanmaya elverişlidir.
Genç Türkiye Cumhuriyeti ’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gerekli gördüğü ulusal Türk
bestesini meydana geti rme çalışmaları, Hindemith’e Şark müziği tonlarının Avrupa biçim özelliklerine uydurula-
mayacağını kanıtlamıştı r. Ona göre “Gelecek için bazı koşullara bağlı olunsa bile en önemli ve verimli çözüm yolu
halk müziğinden yararlanılarak Batı olanaklarının uygulanması ve bu kaynaktan sanat müziğinin yaratı lmasıdır.”
Hindemith, aceleci bir yolla bu sorunun çözülemeyeceğini söyleyecek kadar açık sözlü davranarak bu gelişmeyi
gelecekteki Türk sanat dâhilerine bırakmış ve “Ulusal Türk müziğinin yaratı cısı bugün yaşıyorsa o, koşullara aldır-
madan eserini yaratacak ve halkına sunacaktı r.” diye yazmıştı r.
Hindemith, görüşleri arasında şunları da yazmıştı r: “Besteciler taşraya gönderilmeli, halkın müziğini dinleyip
ayrıca halkla aylarca bir arada yaşamalıdır. Besteciler, müzik sanat ve bilimini uygularken müzisyen olmayanlarla
özgür bir düşünce alışverişi içinde bulunmalıdır. Ancak o zaman müzik ve bestecinin halk yaşamında ne gibi bir rol
oynadığını ve gelecekte oynayabileceğini öğrenebilirler.”
Hindemith, raporunda gençler ve çocuklar için şöyle yazmıştı r: “Müzik eğiti minin temelinde önce öğrenci şar-
kı söylemeli, sonra enstrüman çalmalı ve daha sonra da müzik dinlemeyi öğrenmelidir. Doğru bir müzik anlayışı
ancak bu ögelerle gelişir. Müzik bilmeyenleri müzik dalında etkinleşti rme sorunlarına da yer verilmeli, tüm kamu-
nun ilgisini müzik yaşamına çekmek müzik için bir kazanç sayılmalı ve müziği öğrenmek için bir enstrüman öğreti ci
ile iş birliği yapılarak çalışılmalıdır. Çünkü şarkı söylemek de bir müzik aleti çalmak da bir insanın ihti yacı ve güzel
bir uğraşısıdır. Müziğin içindeki tüm töresel değerler ve güçler sanatçıyı özgürlüğe kavuşturmalı, onu sanatı nın
arındırıcı gücüne inandırmalıdır. Müzik, sanatçı ve dinleyici ruhunu daha büyük soyluluğa kavuşturmalıdır.”
Akif Saydam
Ünlü Müzisyenler Yaşamları Yapıtları
86 ÇOK SESLİ KORO 10

