Page 90 - ÇALGI EĞİTİMİ KEMAN 10
P. 90

Okuma Parçası

                Aşık Veysel Şatıroğlu’nun (Görsel 3.1) hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmak için
             aşağıda verilen metni okuyunuz. Şatıroğlu’nun çalışma hayatını sevgi, dürüstlük değeri eksenin-
             de yorumlayarak bu değere örnekler veriniz.




                 AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU (1884-1973)
                 Veysel  Şatıroğlu,  1894’te  Sivas’ın  Şarkışla  ilçe-
              sine  bağlı  Sivrialan  köyünde  dünyaya  geldi.  Ba-
              bası,  “Karaca”  lakaplı,  Ahmet  adında  bir  çiftçidir.
              O  yıllarda  çiçek  hastalığı  Sivas  yöresini  kasıp  ka-
              vurmaktadır. Veysel’den önce, iki kız kardeşi çiçek
              yüzünden yaşamlarını yitirmiştir.Yedi yaşına girdiği
              1901’de Sivas’ta çiçek salgını yeniden yaygınlaşır; o
              da yakalanır bu hastalığa. O günleri şöyle anlatıyor:
              “Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dik-
              mişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına
              göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu
              bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm.
              Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım. Çiçek
              zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözü-
              me de -solun zorundan olacak- perde indi. O gün bu    Görsel 3.1: Aşık Veysel Şatıroğlu
              gündür dünya başıma zindan.” Sağ gözünün görme
              şansı varmış, ışığı seçebiliyormuş bu gözüyle o sıralar. Yalnız yakınlardaki Akdağ mağden’inde
              doktor varmış. Babasına “Çocuğu Akdağmadeni’ne götür, orada gözünü açacak bir doktor var.”
              demişler.
                 Ne var ki olumsuzluklar yakasını bırakmamış Veysel’in. Bir gün inek sağarken babası yanına
              gelmiş.  Veysel,  ansızın  dönüverince  babasının  elinde  bulunan  bir  değneğin  ucu  öteki  gözü-
              ne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Bundan böyle bacısı elinden tutarak gezdirmeye,
              dolaştırmaya başlar Veysel’i. Gittikçe içine kapanmış Veysel. Emlek Yöresi olarak adlandırılan,
              Sivas’ın âşığı bol bu diyarında, Veysel’in babası da şiire meraklı, tekkeyle içli-dışlı biriymiş. Dert-
              lerini birazcık da olsa unutacağı bir uğraşı olsun diye Veysel’in eline bir saz vermiş babası. Halk
              ozanlarından da şiirler okuyup, ezberleterek avutmağa çalışırmış oğlunu. Ayrıca yöre ozanları da
              zaman zaman babası Şatıroğlu Ahmet’in evine uğrar, çalıp söylermiş. Merakla dinlermiş bunları
              Veysel. Komşuları Molla Hüseyin de sazını düzenler, kırılan tellerini takarmış. İlk saz derslerini
              babasının arkadaşı olan Divriği’nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa’dan (Âşık Alâ) almış. Kendini
              de iyice saza vermiş, usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başlamış. Karanlık dünyasını aydınla-
              tan ozanlar dünyasıyla Çamışıhlı Ali tanıştırıyor daha çok Veysel’i. Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan,
              Dertli, Ruhsati gibi usta ozanların dünyalarıyla tanışıyor böylece. Âşık geleneğinin son büyük
              temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitülerinde bağlama öğret-
              menliği yapmıştır. Veysel’e 1965 yılında özel kanunla maaş bağlanmıştır. Eserlerinde Türkçesi
              yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç
              içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Âşık
              Veysel, 1973 yılında vefat etmiştir.
                          https://aregem.ktb.gov.tr/tr-12798/asik-veysel-satiroglu-18941973.html adresinden alınmıştır.









              88   3. ÜNİTE
   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95