Page 78 - ÇALGI EĞİTİMİ UT | 10
P. 78

3. ÜNİTE                                                                                   ETÜT VE ESER İCRASI-II



                         OKUMA PARÇASI

















                                              nilmektedir.  Halbuki  teslim,  bazı   aynı  vazifeyi  görür.  Mülâzimenin
                     PEŞREV                   peşrevlerde  her  hânenin  son  kısa   ustalıklı,  kulakta  kalacak,  melodik
                                              parçasında  o  hâneyi  mülâzimeye
                                                                               ve  makamı  veciz  bir  şekilde  ifade
                                              bağlayan  ve  nağmeleri  aynı  olan   edebilecek bir yapıda olmasına itina
                                              küçük  bir  melodiden  ibarettir  ki   gösterilir.
                                              buna “terkîb-i intikal” adı verilir ve bu   Peşrevlerde her hânedeki usul ade-
                                              kısım  hâneleri  mülâzimeye  intikal   dinin eşit olması esastır. Bunun bazı
             Sözlükte “önde giden, önde yer alan”   ettirmek için eklenir. Mülâzime ise   istisnaları varsa da onlarda da usul
             anlamındaki Farsça pîşrev kelimesi   hânelerin  usul  adediyle  orantılı  ve   adedi orantısına ve kulakta fazlalık
             Türkçe’de  peşrev  şeklini  almış  ve   her hâneyi birinci hânedeki maka-  veya  eksiklik  bırakmayacak  şekil-
             Türk  mûsikisinde  “başta  icra  edi-  ma döndürüp o makamda karar et-  de  bestelenmesine  itina  gösterilir.
             len  eser”  mânasında  kullanılmıştır.   tiren, hemen hâne uzunluğunda bir   Mülâzimelerde de yine hânelerdeki
             Forma  bu  ismin  verilmesinin  se-  bölümdür. Çok az da olsa bazı peş-  usul  adedince  veya  o  adedin  tam
             bebi,  peşrevlerin  her  çeşit  mûsiki   revlerde birinci hâne aynı zamanda   yarı sayısında yahut onunla orantılı
             faslının  (günümüzde  Türk  mûsikisi   mülâzimedir.               olmasına  dikkat  edilmelidir;  ancak
             program ve konserlerinin) en başın-  Genellikle  büyük,  bazan  da  küçük   burada  da  hânelerle  aynı  sayıda
             da icra edilmesi geleneğidir. Klasik   usullerle  bestelenen  peşrevlerde   olması esastır. Nâdir de olsa hâne-
             fasılda  ise  bu  bir  kural  durumun-  hiçbir zaman aksak usuller kullanıl-  lerden daha uzun olan mülâzimeler
             dadır. Peşrevlerin, kendilerini takip   maz.  Bu  sebeple  küçük  usullerden   görülür, fakat bunlar da sayısal bir
             edecek  aynı  makamdaki  eserlerin   sofyan, düyek gibi usuller tercih edil-  orantıdadır.
             melodilerine  kulakları  alıştırmak   miştir.  Büyük  usullerin  birçok  çeşi-  Çeşitli makam geçkilerini tanıtmak
             gibi bir görevi vardır. Peşrevler ge-  dinin kullanıldığı peşrevlerde en çok   amacıyla yapılan peşrevlere “fihrist”
             nel olarak her birine “hâne” denilen   devr-i kebîr usulünün tercih edildiği   adı  verilir.  Bu  peşrevlerin  bilhassa
             dört  bölümden  meydana  gelir.  İki,   söylenebilir. Peşrevler birinci hâne-  ikinci, üçüncü ve dördüncü hânele-
             üç ve beş hâneli peşrevler varsa da   deki makamın adıyla anılır; diğer hâ-  rinde yakın ve uzak makamlara us-
             bunlar azdır. Ayrıca darb-ı fetih usu-  nelerde yakın veya uzak makamlara   talıklı geçkiler yer alır. Bir sazla bü-
             lüyle  bestelenen  peşrevlerin  beş   geçkiler  yapılır;  fakat  mülâzime  ile   tün sazların karşılıklı, sorulu-cevaplı
             hâneli  olma  geleneği  vardır.  Fakat   yine ilk makama dönülür.  icrası  için  bestelenmiş  peşrevlere
             bu peşrevlerin de gerçekte dört hâ-  Peşrevlerin  birinci  hânesinde  bir   “batak, bataklı, kara batak peşrevi”
             neli olduğu, “zeyilli”oldukları için beş   makamda  seyredildikten  sonra   denilir.
             hâneli sanıldıkları, ikinci hânenin as-  hâne  sonunda  genellikle  o  maka-
             lında zeyil olduğu da ileri sürülmüş-  mın güçlüsünde yarım karar yapılır.
             tür. hâne ve mülâzemeli, üç hâneli,   Ardından gelen mülâzime ise birinci
             dört  hâneli  ve  zeyilli  olmak  üzere   hânedeki makamla aynı makamda   Kaynakça:
             dört çeşit olduğunu belirtir (Kitâbu   olmak  üzere  nağmeleri  güçlüden
             İlmi’l-mûsîkî, I, 184).          alıp makamın karar perdesine doğ-  https://islamansiklopedisi.org.tr/
             Peşrevlerde  her  hâneden  sonra   ru götürür ve nihayetinde birinci hâ-  pesrev
             nağmeleri  hiç  değişmeden  tek-  nedeki makamın durak perdesinde
             rarlanan “mülâzime” adlı bir bölüm   tam  kararla  sona  erer.  Yakın  veya
             gelir.  Zamanımızda  mülâzime  bö-  uzak geçkiler yapılan diğer hânele-
             lümüne  yanlış  olarak  “teslim”  de-  rin  ardından  yer  alan  mülâzimede







                                                                                                              77
   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83