Page 79 - ÇALGI EĞİTİMİ UT 10
P. 79

3. ÜNİTE                                                                                         ETÜT VE ESER İCRASI-II


                           OKUMA PARÇASI


















                                                    nilmektedir.  Halbuki  teslim,  bazı   mülâzimede  aynı  vazifeyi  görür.
                           PEŞREV                   peşrevlerde  her  hânenin  son  kısa   Mülâzimenin  ustalıklı,  kulakta  ka-
                                                    parçasında  o  hâneyi  mülâzimeye
                                                                                     lacak, melodik ve makamı veciz bir
                                                    bağlayan  ve  nağmeleri  aynı  olan   şekilde ifade edebilecek bir yapıda
                                                    küçük  bir  melodiden  ibarettir  ki   olmasına itina gösterilir.
                                                    buna “terkîb-i intikal” adı verilir ve   Peşrevlerde her hânedeki usul ade-
                                                    bu kısım hâneleri mülâzimeye inti-  dinin eşit olması esastır. Bunun bazı
                   Sözlükte  “önde  giden,  önde  yer   kal ettirmek için eklenir. Mülâzime   istisnaları varsa da onlarda da usul
                   alan” anlamındaki Farsça pîşrev ke-  ise hânelerin usul adediyle orantılı   adedi orantısına ve kulakta fazlalık
                   limesi Türkçe’de peşrev şeklini al-  ve her hâneyi birinci hânedeki ma-  veya  eksiklik  bırakmayacak  şekil-
                   mış ve Türk mûsikisinde “başta icra   kama döndürüp o makamda karar   de bestelenmesine itina gösterilir.
                   edilen  eser”  mânasında  kullanıl-  ettiren, hemen hâne uzunluğunda   Mülâzimelerde de yine hânelerdeki
                   mıştır. Forma bu ismin verilmesinin   bir bölümdür. Çok az da olsa bazı   usul  adedince  veya  o  adedin  tam
                   sebebi, peşrevlerin her çeşit mûsiki   peşrevlerde  birinci  hâne  aynı  za-  yarı sayısında yahut onunla orantılı
                   faslının (günümüzde Türk mûsikisi   manda mülâzimedir.            olmasına dikkat edilmelidir; ancak
                   program  ve  konserlerinin)  en  ba-  Genellikle  büyük,  bazan  da  küçük   burada  da  hânelerle  aynı  sayıda
                   şında icra edilmesi geleneğidir. Kla-  usullerle  bestelenen  peşrevlerde   olması esastır. Nâdir de olsa hâne-
                   sik fasılda ise bu bir kural durumun-  hiçbir zaman aksak usuller kullanıl-  lerden daha uzun olan mülâzimeler
                   dadır. Peşrevlerin, kendilerini takip   maz. Bu sebeple küçük usullerden   görülür, fakat bunlar da sayısal bir
                   edecek  aynı  makamdaki  eserlerin   sofyan, düyek gibi usuller tercih edil-  orantıdadır.
                   melodilerine  kulakları  alıştırmak   miştir. Büyük usullerin birçok çeşidi-  Çeşitli  makam  geçkilerini  tanıt-
                   gibi bir görevi vardır. Peşrevler ge-  nin  kullanıldığı  peşrevlerde  en  çok   mak  amacıyla  yapılan  peşrevlere
                   nel olarak her birine “hâne” denilen   devr-i kebîr usulünün tercih edildiği   “fihrist”  adı  verilir.  Bu  peşrevlerin
                   dört bölümden meydana gelir. İki,   söylenebilir. Peşrevler birinci hâne-  bilhassa ikinci, üçüncü ve dördün-
                   üç  ve  beş  hâneli  peşrevler  varsa   deki makamın adıyla anılır; diğer hâ-  cü hânelerinde yakın ve uzak ma-
                   da bunlar azdır. Ayrıca darb-ı fetih   nelerde yakın veya uzak makamlara   kamlara  ustalıklı  geçkiler  yer  alır.
                   usulüyle  bestelenen  peşrevlerin   geçkiler  yapılır;  fakat  mülâzime  ile   Bir  sazla  bütün  sazların  karşılıklı,
                   beş hâneli olma geleneği vardır. Fa-  yine ilk makama dönülür.    sorulu-cevaplı icrası için bestelen-
                   kat bu peşrevlerin de gerçekte dört   Peşrevlerin  birinci  hânesinde  bir   miş peşrevlere “batak, bataklı, kara
                   hâneli olduğu, “zeyilli”oldukları için   makamda  seyredildikten  sonra   batak peşrevi” denilir.
                   beş hâneli sanıldıkları, ikinci hâne-  hâne  sonunda  genellikle  o  ma-
                   nin aslında zeyil olduğu da ileri sü-  kamın  güçlüsünde  yarım  karar
                   rülmüştür. hâne ve mülâzemeli, üç   yapılır.  Ardından  gelen  mülâzime
                   hâneli, dört hâneli ve zeyilli olmak   ise birinci hânedeki makamla aynı   Kaynakça:
                   üzere  dört  çeşit  olduğunu  belirtir   makamda  olmak  üzere  nağmeleri
                   (Kitâbu İlmi’l-mûsîkî, I, 184).  güçlüden alıp makamın karar per-  https://islamansiklopedisi.org.tr/
                   Peşrevlerde  her  hâneden  sonra   desine doğru götürür ve nihayetin-  pesrev
                   nağmeleri  hiç  değişmeden  tek-  de birinci hânedeki makamın durak
                   rarlanan “mülâzime” adlı bir bölüm   perdesinde tam kararla sona erer.
                   gelir.  Zamanımızda  mülâzime  bö-  Yakın  veya  uzak  geçkiler  yapılan
                   lümüne  yanlış  olarak  “teslim”  de-  diğer  hânelerin  ardından  yer  alan







                                                                                                                    77
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84