Page 108 - ÇALGI EĞİTİMİ KLARNET | 11
P. 108

Okuma Parçası




                                  Sanatsal Müzik (Klasik Müzik):


                                  Çoğunlukla “klasik müzik’’olarak da adlandırılan sanatsal müzik, ka-
                                  lıcı değerlerle insanlığa seslenen uluslararası beğeniyi temsil ettiği
                                  için, “uluslararası sanat müziği’’ teriminde ifadesini bulur. Öte yan-
                                  dan, türün niteliğini işaret etmesi bakımından, ayrıca yaygın ve yer-
                                  leşmiş bir kavram olarak ona “klasik müzik’’ denmesi de yerindedir.
                                  Avrupa’da sanatsal müzik, 18. Yüzyılda uluslararası özellik kazan-
                                  maya  başlamıştır.  Bach’ın  ısrarla  Fransız  besteci  Couperin’i  ve
                                  İtalyan Frescobaldi ile Vivaldi’yi incelemesinin özünde bu gerçeklik
                                  yatar. Uluslararası açılımı savunan ilk sanatçı ise Alman şairi Wolf-
                                  gang von Goethe’dir. (1749-1832). Söz konusu kavrayışın temelinde
                                  Aydınlanma Felsefesi ’nin bir sonucu olan Fransız Devrimi’nin ‘’öz-
                                  gürlük,eşitlik,kardeşlik’’ ilkelerinin bütün insanlık tarafından benimse-
                                  neceği beklentisi vardır. Fransız devrimini hazırlayan düşünürlerden
                                  Jean Jacques Rousseau (1712-1778), “İnsanlar Arasındaki Eşitsizli-
                                  ğin Kaynağı’’, “Toplum Sözleşmesi’’ gibi kitaplarında insan değerleri-
                                  ni öne getiren toplumsal ilkeleri açık seçik sergilemiştir. Alman düşü-
                                  nür Immanuel Kant’ın (1724-1804) “Aydınlanma Nedir’’ adlı eserinde
                                  aynı yaklaşımı pekiştirdiğini görüyoruz.
                                  Aydınlanma Felsefesi ile sanat arasındaki iç bağlantılar, müzikte il-
                                  kin Avusturyalı bir besteci olan Mozart’ın (1756-91), Alman, Fransız,
                                  İtalyan ulusal stillerinden yarattığı bireşimde çiçek açar. Mozart aynı
                                  eserde bu stillerin hepsini birden kullanma yoluna gitmiştir. Beetho-
                                  ven ise (1770-1827) insanların özgürlüğü için kükremiştir. Onun gö-
                                  zünde bütün insanlar eşit, özgür ve kardeştir. İmparatoru selamlarken
                                  eğilmek gereği duymayan Beethoven’in şu sözlerini anımsayalım:
                                   “Prens! Sizin asaletiniz, doğuşunuzdaki tesadüfe bağlıdır. Oysa ben
                                  kişiliğimi kendim oluşturdum. Yeryüzünde yüzlerce prens var, daha
                                  binlercesi de gelip geçecek, ama bir tane Beethoven var.’’
                                  Günümüzden geçmişe doğru baktığımızda, barok dönemden başla-
                                  yarak müziğin bütün insanlığı kavrayan uluslararası açılım süreci ev-
                                  rensel bir tabloyla karşılaştırır bizi: Sanatsal müzik, insanlığa mal ol-
                                  muştur, bütün insanların malıdır. Günümüzde artık “Avrupa müziği’’,
                                  “batı müziği’’ gibi kavramlar da yoktur. Yeryüzündeki bütün müziklerin
                                  eşit, özgür ve kardeşçe sesini yükselttiği “Dünya Müziği’’ çağındayız
                                  şimdi. (A. Say Müziğin Kitabı sf. 228)








                                                           107
   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113