Page 87 - THM KORO (ORTAK -TSM ) 11
P. 87
Okuma Metni
ATATÜRK VE TÜRK MÜZİĞİ
Ulu Önder Atatürk’ün müzik konusundaki görüşlerini ve çalışmalarını bütünüyle değerlendirmek
gerekir. Bazı yazar ve müzisyenler böyle yapmamış, Atatürk’ün hayatının belli bir dönemindeki sözünü ve
uygulamasını çıkarları doğrultusunda ele alarak tek yönlü değerlendirmeler yapmışlardır. Bunun sonucunda
Batı müziği taraftarları Atatürk’ün Türk müziğini istemediği görüşünü savunurken Türk müziği taraftarları
da Atatürk’ün hayatından ve hatıralarından örnekler vererek Türk müziğini çok sevdiğini ispatlamaya
çalışmışlardır.
Atatürk müzik eğitimi görmemişti; ancak her çeşit müziği seviyor, Klasik Türk müziği makamlarını
biliyor, bazı şarkı ve türküleri başarıyla söyleyebiliyordu. Falih Rıfkı Atay, onun türkü ve şarkı söyleyişini ‘‘Çan-
kaya’’ adlı eserinde şöyle anlatmaktadır: “Mustafa Kemal yalnız Rumeli türkülerini mat sesi ile güzel ve tatlı
söylemekle kalmaz, alaturka musıkisi makamlarını da bilirdi.”
...Ses sanatçısı Mualla Gökçay da hatıralarında, Atatürk’ün müzik zevkini şu cümlelerle belirtmekte-
dir: “ Ata umumiyetle, Türk musikisini severdi. Ama Rumeli türkülerini her şeye tercih ederdi. Rumeli türkü-
lerini bize bizzat kendisi meşk etmişti. Arada bir, konuşur gibi tane tane okuyun, diye ihtar ederdi. En sert
hocalardan daha titizdi. Musikiden çok anlar, en ufak bir falso ya da hatayı hemen yakalardı.”
Atatürk döneminde Türk müziği konusunda yetişmiş bilginlerimiz yoktu. Mevcutlar kendi kendini ye-
tiştirmişti. Darülelhanın eğitimi yetersizdi. Sanatçılar genellikle usta-çırak usulüyle yetişiyordu. 1925-1930
yılları arasında neyzenlik yapmış ve Ata’nın huzurunda defalarca ney üflemiş Burhanettin Ökte, hatıralarında
bu durumu şöyle dile getiriyor:
“Musikimizin tarihini araştırdı; doğru dürüst cevap alamadı. Naza-
riyatını sordu, iki cümleyi yan yana getiremedik. Eserleri tahlil ettir-
mek istedi, sathından daha derinlere inemedik.’’
Atatürk, 1 Kasım 1934 konuşmasında halk müziği derlemeleri
yapılarak derlenecek ezgilerin genel musiki kuralları içerisinde işlen-
mesini, böylece Türk müziğinin evrensel müzik seviyesine yükselebi-
leceğini belirtmişti.
Ata’nın konuşması üzerine Türk müziğiyle ilgili geliştirici ça-
lışmalara başlanacağı yerde zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve
Basın Yayın Genel Müdürü Vedat Nedim Tör, Türk müziği yayınlarını
radyodan kaldırmışlardır. Bu yasaklama sekiz ay sürmüş, Atatürk’ün
emriyle sona ermiştir.
Vasfi Rıza Zobu hatıralarında, bu durumu Atatürk’ün şu sözle-
riyle nakletmektedir:
“-Ne yazık ki benim sözlerimi yanlış anladılar. Şu okunan ne gü-
zel bir eser. Ben zevkle dinledim. Sizler de öyle. Ama bir Avrupalıya bu
eseri böyle okuyup da bir zevk vermeye imkân var mı? Ben demek istedim
ki bizim seve seve dinlediğimiz Türk bestelerini onlara da dinletmek çaresi
bulunsun. Onların tekniği, onların ilmiyle onların sazları, onların orkestra-
ları ile çaresi her ne ise. Meselâ Ruslar ne yapmışlarsa. Biz de Türk mu-
sikisini milletlerarası bir sanat hâline getirelim. Türk’ün nağmelerini
kaldırıp atalım da sadece Batı milletlerinin hazırdan musikisini alıp
kendimize mal edelim, yalnız onları dinleyelim demedim. Yanlış an-
ladılar sözlerimi, ortalığı öyle bir velveleye verdiler ki ben de bir
daha lafını edemez oldum.”
Kısaltılmıştır.
Nail TAN
Türk Halk musikisinde Çeşitli Görüşler
Salih Turhan
Türk Tarih Kurumu Basımevi 1992-Ankara
86 YÖRELER ve TÜRKÜLERİMİZ