Page 77 - THM TEORİ VE UYGULAMASI (ORTAK-TSM ) 11
P. 77

TÜRKÜ







                                          OKUMA PARÇASI




                                            ÂŞIKLIK GELENEĞİ VE
                                          ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU



                Âşık olarak adlandırılan sanatçılar; şiir, nazım ve düzyazı karışımı bir öykü çeşidinin yaratıcısı olarak
            tanımlanmaktadır. Pertev Naili Boratav’a göre âşıklar;   ir yönüyle eski destan (  o  ) geleneğini sürdüren
            ama başka bir yönüyle adının da belirttiği gibi  sevda şiirleri  (lirik türden şiirler) söylemekle görevlenmiş
            sanatçılardır.  nun yaratıcılığı, irtical (doğaçlama) iledir.  iiri yazmaz, söyler.  nda şiir müzikten ayrılmaz
            demek ki sadece söylemez, çalar ve çağırır.  şıklar, düz konuşma biçiminde söylemekle şiir söylemeyi,
            dilden söylemek ve telden söylemek deyimleriyle ayırır.  ununla  şığın şiirini söylerken sözlere eşlik eden
            müzik aracının, sazının,  şığın şiirlerinden ayrılmaz bir öge olduğu anlatılmak istenir.  Demek ki âşık şiiri
            sözlü gelenekte oluşan ve gelişen bir sanattır; müzikten ayrı düşünülemez.
                Âşık  Veysel  bu  gelenek  içerisinde  düşünüldüğünde,  âşık  edebiyatında  görülen  ve  giderek  bir  âşık
            edebiyatı esası olan ‘‘bade içme/buta alma’’ kavramının onda görülmediği, usta-çırak ilişkisinin de bir yol
            gösterme biçiminde ortaya çıktığı, gelenekle öyle ayrı bir durum sergilemediği görülür. Gelenekte görülen
            usta-çırak ilişkisi, bir ustanın yanında hem sazı hem geleneği öğrenmek hem de bir süre ustayla birlikte
            dolaşmakla belirlenir.
                Âşık Veysel’de durum pek böyle değildir. Örneğin Âşık Veysel bade içmemiştir. Badesiz âşıktır. Gü-
            nümüzde bile kimi âşıkların yakıştırdığı ‘‘küçük elinden dolu içmek’’ gibi bir ayrıcalığı da olmamıştır. Âşık
            Veysel’de âşık edebiyatında görülen esaslardan biri olan hikâye anlatma da yoktur. Âşık karşılaması olan
            atışma, muamma asma ya da çözme gibi geleneğin içerisinde olan olgularla da pek oralı değildir Âşık Vey-
            sel. Onun atışmaları vardır ama bunlar da gelenek içerisinde görülen tipte değildir.
                Gerçi Âşık Veysel, halk şiirinde önemli yere sahip kimi ozanların adlarını anarak (Karacaoğlan, Dertli,
            Yunus soyum var/Mansur’a benzeyen bazı huyum var) bu geleneğe bağlılığını dile getirir ama  onun bunu
            dile getirmesi geleneksel halk şiirinde görüldüğü türden bir dile getirme değildir. Hatta bir şiirinde:

                “Elinden bir dolu içtim
                 Türlü türlü derde düştüm.”
            diyerek bade içme geleneğiyle çağrışım yaratsa da gerçekte o anlamda bir işlevi yoktur.
                “Âşık Veysel, Tanzimat geleneği yerine halk şiiri geleneğinden çıkmış, halk şiiri geleneği yaşamış ve
            bugüne oradan gelmiştir.”
                Âşık Veysel’in en büyük özelliği geleneği kırmasında görülür. İlk dönem ürünlerinde görülen  ağır di-
            daktik yandan arınır.
                Şunu da yabana atmamak gerekir: O büsbütün gelenekten de soyutlanamaz. Enver Gökçe’nin dediği
            gibi, “ alk şairlerimizin eserlerinde ortak özellikler olan saz söz ayrılmazlığı, klasik şark edebiyatının este-
            tiğinde önemli bir yer tutan idalizim (mill ) meyli ve bu meylin halk şiirinde işlenen mücereretlik vas ı (yalın
            durum)    şık  eysel in sanatında da egemen unsurdur.
                Kısaca  şık  eysel  tabiatı duyuşu, duyarlılığı, din  bir zümreye bağlı egemen bir karakteri olmamasına
            rağmen mistik tara arı, kainat, varlık ve yaratılış anlayışı ile geleneğe bağlı bir saz şairidir.”
                Âşık Veysel, böylece hem gelenektir  hem de yenidir. Kendisini yaşadığı çevreye göre koşullamamış,
            evrensel ilkeyi yaşam felsefesi olarak seçmiştir.

                                                             (aregem.kulturturizm.gov.tr/ internet sitesi sayfasından düzenlenerek alınmıştır.)













                                                                                                             75
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82