Page 127 - TSM KORO 11 TSM
P. 127

Okuma Metni








                                               ZEKÂİ DEDE (1825-1897)

               Babası, Kastamonu’nun ilçesi Taşköprülü olduğuna göre hemşehri olarak gurur duymak hakkına sahi-
           bim. Bendeniz bu makalemde, Zekâi Dede’nin hayat hikâyesinden ziyade müziğimizi öğrendiği hocalarını,
           yeteneğini ve müziğimize getirdiği yenilikleri yazmaya çalışacağım.
               18 yaşında Eyüplü Mehmet Efendi’den müzik dersleri almaya başladı. Bir iki yıl içinde aldığı bilgiler
           ışığında ilahiler bestelemek suretiyle bestecilik yeteneğinin ilk ürünlerini çevresine duyurmaya çalıştı. Ta-
           lebesinin üstün yeteneğini hemen fark eden Mehmet Efendi, Zekâi Dede’yi büyük besteci Dede Efendi’ye
           teslim etti. İlk tanışmada icra edilen eseri hafif bulan Dede, büyük formda eserlerin bestecilik açısından
           önemini anlatırcasına seçtiği beste formundaki eserleri geçmeye başlamıştır.
                                                     Zekâi Dede, Dede Efendi’den ayrı günde ve özel ders alabi-
                                                 len tek bestecidir. On bir ay süren bu bestecilik ve meşk dersle-
                                                 ri, Zekâi Dede için tükenmez kaynakların alt yapısını teşkil et-
                                                 miştir. En az kendisi kadar yetenekli ve Dede’nin talebesi olan
                                                 Dellâlzade ile tanışmış; onun eserlerindeki klasik havayı aynı
                                                 güzellikte sürdürmeyi başarmıştır.
                                                     Bu  arada  dönemin  her  bestecisine  olduğu  gibi  Zekai
                                                 Dede’nin de çalışmalarına maddi ve manevi destek olan Musta-
                                                 fa Fazıl Paşa’yı şükranla anmak gerekir.
                                                     Zekai Dede, özellikle büyük formdaki eserlerinde kompo-
                                                 zisyon  dersi  veren  bir  bestecidir.  Her  eserinin  tek  tek  analiz
                                                 edilmesi ve ortaya çıkacak olan esasların yazılması gerekir. Mu-
                                                 hammes  usulünde,  acemaşiran makamındaki  eserinin  icrasın-
                                                 da, küçük ve akıcı bir şarkı dinlercesine insanı saran ve bir yer-
                                                 lere götüren acaba nedir? Makam işlemedeki ustalığını, büyük
                                                 usulü melodinin içinde eritebilmesini nasıl değerlendirebiliriz?
                                                 Lenk  fahte  usulünün  gerçekten  aksayan  vuruşları  nedeniyle
                                                 neredeyse yol olmasına, akıcı ve sevilen eserler bestelemekle
                                                 mâni olmuştur. Bugün lenk fahte usulü varsa onun eserleri sa-
                                                 yesinde ve varlığını günümüze taşıyabildiği için var. Seçtiği her
                                                 makamı eserlerinde, seyir özellikleri bakımından ders verir gibi
           anlatmıştır. Dış ve iç ritim gibi büyük ustalık gerektiren ince konularda, eserleri didaktik değer taşımakta-
           dır. 150’nin üstünde küçük formda ilahi, şarkı ve marş bestelemiş olmasına karşın, klasik ekolün zincirini
           koparmamış, aksine pekiştirmiş ve zenginlik kazandırmıştır.
               Ancak zaman zaman eserlerinde kullandığı şiirlerde, bestenin kalitesine tutturamadığına şahit olu-
           ruz. Bunun sebebi; melodinin besteciyi zorladığı durumlarda, bestesine yakışır kalitede şiirin her zaman
           bulunamayışıdır. Bu her bestecinin başından atamadığı derdidir.
               Zekâi Dede, klasik formu muhafaza ettiği kadar özellikle beste, ağır semai ve yürük semai formundaki
           bazı eserlerinde, ileriye dönük yenilikler ve bugünün bestecilerine ileri kompozisyon teknikleri ile ilgili
           önemli mesajlarda vermiştir. Makam ve usul, şiirin anlatmak istediği duyguyu anlatacak biçimde seçilmiş-
           tir.
               72 senelik ömrü içinde 300’ün üstünde esere imzasını atmış, ayrıca klasik repertuvarımızdaki eserle-
           rin pek çoğu onun sayesinde bugüne gelebilmiştir.
               Mükemmel bestecimize, rahmet diliyorum.


                                                                                                NİSAN 1999
                                                                                                Erol Sayan
                                                                                         1.Baskı Nisan 2003
                                                      Semih Ofset Matbaacılık, Yayıncılık ve Ambalaj San.Tic.L.Ş









          126   REPERTUVAR ÇALIŞMASI                                                                                                                                                                        REPERTUVAR ÇALIŞMASII  127
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132