Page 115 - ÇALGI EĞİTİMİ ÇELLO 12
P. 115
4. ÜNİTE
OKUMA METNİ
Dünyaca Ünlü Çello ve Ut Virtüözü Şerif Muhiddin Targan
“Azametli bir çalışma arzum var; okumak, çello çalmak, resim yapmak istiyorum.”
1892 yılında İstanbul Çamlıca’da doğ-
muştur (Görsel 34). Son Mekke emiri Ali
Haydar Paşa’nın oğlu ve Hz. Muhammet’in
otuz yedinci kuşaktan torunudur. Şerif Mu-
hiddin Targan üç, dört yaşlarında iken aile
büyükleri onun müziğe olan ilgisini fark
etmiş ve müziğe başlamasına ön ayak ol-
muşlardır. Beş, altı yaşlarında Türk müziği
eserlerinden bazılarını piyano ile seslendir-
miştir. Güzel sanatların bir çok alanına ilgi
duyan babası sayesinde Ali Rıfat Bey, Rauf
Yekta Bey ve Hacı Arif Bey’i sık sık dinleme
imkânı bulmuştur. Görsel 34: Şerif Muhiddin Targan
On yaşında gizli gizli ve kendi çabasıyla ut çalmaya başlamıştır. On üç yaşına geldiğinde sırrı öğrenilen
Targan, amcasının önerisiyle çelloya başlar. Sanatçı bu hikâyeyi şu şekilde anlatmıştır:
“... Evde herkes yattıktan sonra gece yarısı şamdanı yakar, yattığım oda ile aradaki üç büyük koridoru geçer,
udu alır, salonun Marmara’yı, İstanbul’u gören peceresinin önünde kendi kendime yoruluncaya kadar çalı-
şırdım. Sonraları galiba ya idmanım artmıştı ya da yorulduğumun farkına varmıyordum İstanbul minareleri
görününce sabahın yaklaştığı anlarda erken kalkanların beni ele verecekleri korkusu ile udu koyar, yatmaya
dönerdim."
"...Nihayet on üç yaşında uyumamak hali ve yattığım zaman şiddetli çarpıntıların başlaması foyayı meyda-
na çıkardı. Bir gece büyük kardeşimi uyandırdım, annemi çağırmasını söyledim. Çarpıntı şiddetle devam edi-
yordu. Annemin elindeki sihri o gece anladım. 'Bir şeyin yok oğlum.' diye alnımda elimi gezdirince sakinleştim
ve biraz sonra da uyumuşum."
"Bir taraftan evde tahkikat artmış, geceleri geç vakit salondan ut sesleri geldiği, bazen sabahlara kadar
devam ettiği söylenmiş. Bu benim hayrıma ve lehime oldu. Çünkü derslerimi bitirdikten sonra akşamları çalış-
mama müsaade edildi. Bir müddet sonra büyüklerimle babamın misafirleri beni dinlemeye odama gelmeye
başladılar. Bir gün amcam Şerif Cafer Paşa 'Muhiddin, edebiyatı olan bir Batı musikîsi aleti çalışsan.' dedi."
Targan bu olaydan sonra on dört yaşında Mösyö Ricci’den (Mösyo Riçi) çello dersleri almaya başlamış-
tır. 3 ay sonra Goltermann’ın “Si Minör Konçertosu” nu çalarak yeteneğinin ne kadar üst düzeyde olduğu-
nu kanıtlamıştır.
Sonraki yıllarda hukuk ve edebiyat fakültesini bitiren sanatçı bu dönemde müziğe 5 yıl süreyle ara
vermiştir. Müzikten uzaklaşmamak adına arada sırada bildiği eserleri çalmıştır. 1924 yılında Amerika’ya
gitmiş ve burada çalgı yeteneğini geliştirme fırsatı bulmuştur. 1928 yılında New York’ta (Nivyork) ilk re-
sitalini vermiştir. Bu resitale ilgi çok büyük olmuş bis olarak ut ile 4, çello ile 3 eser seslendirmek zorunda
kalmıştır. Bu konserden sonra Boston (Bastın), Detroit (Ditroit) gibi şehirlerden konser davetleri almıştır.
İstanbul’daki ilk konserini 1934’te vermiştir.1936’da Bağdat Konservatuvarını kurmuş, bu kurumda 12
yıl öğretmenlik ve yöneticilik yapmıştır. 1948’de İstanbul Konsevatuvarının Bilimsel Kurul Başkanlığında
bulunmuş, 1950 yılında bu görevinden ayrılmıştır. Aynı yıl Safiye Ayla ile evlenmiştir.
Sanatçı 60 yıllık sanat hayatını şu şekilde değerlendirir:
“ 6o yıllık çalışmam sanat dediğimiz okyanusta bir hiçtir.”
İki Dünya Arasında Bir Virtüoz: Şerif Muhiddin Targan, Bilen Işıktaş,
(Düzenlenmiştir).
114 DİZİ-MAKAMLAR VE İLGİLİ DAĞARCIK IV