Page 60 - TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO (ORTAK-THM) 12
P. 60
Okuma Metni
MÜNİR NURETTİN SELÇUK
Münir Nurettin Selçuk, 1900 yılında İstanbul’un Bayezid semtinde doğdu. Anne tarafı Selçuklu
Germiyanoğulları’na kadar uzandığı için “Selçuk” soyadını almıştır. İlkokulu Bayezid “İptida Mektebin-
de” okudu. Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi’nden mezun olduktan sonra Kadıkö-
yü Sultanisi’ne kaydoldu. Ailesinin ısrarı ile tarım öğrenimi için
Macaristan’a gitti; fakat öğrenimini tamamlamadan yurda döne-
rek kendisini musiki çalışmalarına verdi. Parlak bir sınav vere-
rek Darülelhan’a girdi. Bu sınavda jüri üyesi olan Refik Fersan,
o günü şu satırlarla anlatıyor: “… Merhum Dellâlzade İsmail
Efendi’nin zencir ikaındaki yegâh bestesini usullerinin tam
hakkını vererek ve harikulâde bir Üslûb ve edâ ile ve bütün
incelikleriyle oya gibi okumaya başladığı zaman, bu çocuk de-
necek gencin yaşı ile mütenasip olmayacak derecedeki dehası
karşısında adeta kendimizden geçmiştik. Başta Ziya Paşa olmak
üzere hepimizin gözlerinden akan yaşları, aradan otuz yıl geç-
mesine rağmen hâlâ unutamam...”
Kurtuluş Savaşı sonrası askerlik hizmetini yapmak üze-
re sınavla Muzıka-i Humayun’a girdi, daha sonra iki yıl sürey-
le “Cumhurbaşkanlığı Fasıl Heyeti”nde çalıştı. 1927 yılında Paris
Konservatuarının ünlü hocalarından şan, piyano ve solfej dersleri
aldı. 1942 yılında Belediye Konservatuvarı “İcra Heyeti”ne
girdi. 1953 yılında İstanbul Radyosu’nda müşavirlik yap-
tı; aynı yıl konservatuvarın “İcra Heyeti Başkanlığı”na
getirildi. Son görev, İstanbul teknik üniversitesi Türk
Musikisi konservatuvarı repertuvar öğretmenliği idi.
27 Nisan 1981 tarihinde evinde hayat gözlerini yum-
du.
Münir Nurettin Selçuk Türk Musikisi’nin
büyük ses sanatkârı, aynı zamanda ateşli bir sa-
vunucusuydu. Bu açıdan şu değerli anıyı buraya al-
mayı yararlı görüyoruz:…Şarkı bitti, Münir nurettin susmuştu. Herbirimiz musikinin büyük dünyası içinde
yuvarlanırken alkışlamayı bile unutmuştuk. Birden masadan biri konuştu:
-Biliyor musunuz üstad? Ben Türk Musikisi’ni hiç sevmem; fakat bu gece sizin sesinizde sevmeye
başladım. Siz büyük bir sanatkârsınız…
Münir’in ne karşılık vereceğini merak ederek yüzümü çevirdim. Münir Nurettin biraz dalgın, bi-
raz anlamsız yüzü ile adama bakıyordu. Apansız:
-Türksünüz değil mi? Dedi.
-Tabii, tabii… kuşkunuz mu vardı?
- Hayır, böyle bir kuşkum yoktu. Türkçeyi o kadar güzel konuşuyorsunuz ki!... Besbelli doğma
büyüme Türkiyelisiniz.
- Türküm Münir Nurettin Bey ve bununla da iftihar ederim.
İşte o zaman Münir Nurettin’in zehir gibi keskin cevabı geldi :
-Türksünüz, Türkçeyi bu kadar güzel konuşuyorsunuz da, Türk Musikisini bugüne kadar neden
sevmediniz anlayamadım. Hâlbuki Türkçe de Türk Musikisi de Türk kültürünün birer parçalarıdı.
TÜRK MÛSİKÎSİ TARİHİ II
Dr. M. Nazmi Özalp
Milli Eğitim Basımevi Ankara 2000
TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAMLARINDA TÜRK SANAT MÜZİĞİ MAKAMLARINDA 59
ESER UYGULAMALARI ESER UYGULAMALARI