Page 66 - TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO 12
P. 66

Edirne II. Bayezid Darüşşifası (1488)
                 II. Bayezid’in kendi adına mimar Hayreddin’e yaptırdığı külliyenin bir parçası olan bu darüşşifada ruh hastaları
          müzikle tedavi edilmiş, bunun için gerekli her türlü olanak sağlanmıştır (Görsel 2.6, Görsel 2.7). Sahip olduğu akustiği ve
          planlaması açısından, müzikle tedavi yöntemine uygun şekilde inşa ettirilmiş hastane; bu özelliğiyle “Türk psikiyatrisi ve
          medeniyetinin” eşi bulunmaz bir hastanesidir. Ortada büyük kubbeli, altı köşeli hastane yapısı, onun hemen yanındaki büyük
          avlu etrafına gruplanmış on iki tanesi büyük altı odada, 16. yüzyılın ortalarından 1912 yılına kadar akıl hastalarının yatırıldığı
          bölüm vardır. Evliya Çelebi; merkezî binada haftanın üç günü on müzisyenden (şarkı söyleyen üç hanende; keman, santur,
          musikar, ud, ney, vb. çalan yedi sazende) oluşan bir saz ekibinin hastalara konser verdiğini söylemektedir. Darüşşifada ilaç
          ve müzik tedavisinin yanında, güzel kokularla (sümbül, reyhan, lale, karanfil, şebboy vb.) rehabilitasyon yapıldığı da bilin-
          mektedir. Darüşşifa; 1866’da Edirne’de yeni bir hastane açılınca sadece akıl hastaları için hizmet vermiş, Balkan Savaşı’ndan
          sonra ise tamamen kapanmıştır. “Trakya Üniversitesi” tarafından onarılmış yapı, bugün “Tıp Tarihi Müzesi” olarak kullanıl-
          maktadır.
                 Süleymaniye Darüşşifası (1557)
                 Kanuni Sultan Süleyman’ın 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırdığı külliyenin önemli bir bölümünü
          oluşturan darüşşifası; hasta odaları ve hamamın bulunduğu, bodrum katının ise akıl hastalarına ayrıldığı önemli bir yapıdır.
          Darüşşifa, 1843 yılından sonra sadece akıl hastalarına hizmet vermiştir. Cumhuriyet Döneminden sonra medresenin büyük
          bir kısmı üzerinde “Süleymaniye Doğum Evi” yaptırılmıştır.
                 Müzikle tedavi yöntemi, tarihî gelişimi göz önüne alındığında Türklerin bu konuya verdiği önem ve bununla ilgili
          geliştirdiği yöntemler sayesinde bugünkü yerini bulmuştur. Hastanın mizacından dış görünüşüne, hatta milliyetine uygun
          değişik makam ve enstrümanlar gerektiren bu tedavi yöntemine, dönemin hekimleri de büyük ilgi duymuş, bunun için büyük
          uğraşlar göstermiştir. Özellikle akıl hastaları için kullanılmış müzikle tedavi yöntemine uygun olarak Selçuklu ve Osmanlı
          Döneminde yaptırılan bu hastaneler, dünya psikiyatrisi ve hastaneciliğinin gelişmesinde öncü rol oynamıştır.

                       Kaynakça: “Sezer ERER, Elif ATICI, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı,
                                                                     Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
                                                                 36 (1) s.29-32, 2010.” (Kısaltılmış ve düzenlenmiştir.)



























                 Görsel 2.6: II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, Edirne





















                                                                 Görsel 2.7: Büyük Ağa Medresesi, Amasya



          64  Makam ve Usul Uygulamaları                                                                                                                                                                 Makam ve Usul Uygulamaları
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71