Page 94 - TÜRK SANAT MÜZİĞİ KORO 12
P. 94
Okuma Metni
TÜRK MÜZİK KÜLTÜRÜNÜN OLUŞUMUNA ÖNCÜLÜK EDEN BİLEŞENLERE GENEL BİR BAKIŞ
Osmanlı Dönemi Öncesi Türk Müzik Kültürü
Milattan önceki dönemlere ait üç büyük kültür ögesinden biri olarak kabul edilen Yakın Doğumü-
zikleri kültürü; Mezopotamya, Mısır, İran ve Arap medeniyetlerini kapsamaktadır. Osmanlı Dönemi öncesi
Türk müzik kültürü de Yakın Doğu müzik kültürüne dâhil olmuş ve bu sistem içerisinde yer alan diğer
medeniyetlerle sürekli etkileşim hâlinde olmuştur. Başlangıcı Hunlar öncesi dönemlere kadar uzanan
bu müzik kültüründe Türklerin varlıklarını sürdürdükleri birçok medeniyetin etkisi çok büyük olmuş-
tur. Hunlar öncesinde yaşamış ve Türklerin kültür tarihlerinin başlamasına vesile olan ilk medeniyetin
Altaylar olduğu kabul edilmektedir. Altayların Türk müzik kültürü adına yaşamış oldukları ilk deneyim-
lerin yanı sıra bu uygarlığın devamı niteliği taşıyan Türk medeniyetlerinin de birçok coğrafyada hüküm
sürmesi, Türk müzik kültürünün oluşumuna etki eden faktörlerin başında sıralanabilir. Osmanlı öncesi
Türk müzik kültürüne etki eden faktörlerden biri de Şamanizm’dir. İnsan sesinin ön planda olduğu kabul
edilen Şaman kültüründe sözler doğaçlama olup melodi ve ritim yapısının oldukça önemli olduğu dikkat
çekmektedir. Hunlar Döneminde ziraat ve ipek yolunun müzik kültürü üzerindeki yansımalarının yanı sıra
Türk müziği ses sisteminin beş tam ses aralıklı yapıya kavuşması gibi önemli gelişmelerden söz edilebilir.
Uygurlar Döneminde ise modal müzikte en gelişkin düzeye ulaşılması ve yeni türlerin egemenliği özetle
sıralanabilecek önemli değişimler arasında yer almaktadır.
Osmanlı Dönemi Türk Müzik Kültürü
Türkler, Osmanlı öncesi dönemde olduğu gibi Osmanlı Döneminde de farklı medeniyetlerle olan
kültürel temaslarını devam ettirmiştir. Kur’an-ı Kerim’in insanlar arasındaki her türlü ayırımı kaldıran
“İman sahipleri kardeştir.” düsturu sayesinde İslami kültür dairesine bağlı olan tüm toplumlarla çeşitli
alışveriş münasebetlerine giren Türkler müzik hususundaki en parlak dönemini Osmanlılarla yaşamıştır.
Türk musikisinin en fazla gelişmiş, zenginleşmiş ve incelmiş bölümünü temsil eden Osmanlı musiki-
si, kendisinden önce gelen kültürel birikimi imparatorluk sanatıyla yoğurarak Türk müzik kültürünün
en önemli parçalarından birisini temsil etmiştir. Bu döneme ait musiki yapısında devrim sayılabile-
cek yeniliklerin en başında Türk müziğinde makamsal-modal yapının belirginleşip yeni makamların ve
usullerin kullanılmaya başlamasını söyleyebiliriz. Osmanlı musikisinde nesilden nesile aktarım, meşk
yoluyla gerçekleştirilmiş, bu aktarımda Mehterhane, Mevlevihane, Enderun, musiki esnafı loncaları ve
özel meşkhaneler olmak üzere beş değişik atmosfer büyük rol oynamıştır. Osmanlı, müzikte biçimsel
anlamda önemli adımların atıldığı bir dönemi de simgelemektedir. Bu yönüyle Osmanlı Dönemi musiki
anlayışının Selçuklulardan itibaren kırsal ve geniş halk kitleleri kesimi için halk müziği; devlet kapısı ve
orduda nevbet-mehter müziği; tekke ve tarikatlarda tasavvuf müziği; saray, yönetici ve ileri gelen aile-
lerde ise sanat-klasik müziği türleriyle biçimlendiğini söyleyebiliriz. Yine bu dönemde çoksesli müzik ile
ilgili tanışmaların ilk kayıtlarını içeren belgelerin varlığından da söz etmek gerekmektedir. Cumhuriyet
Dönemi öncesi müzikte Batılılaşma anlayışıyla kurulmuş olan Mızıka-i Hümayun adlı müzisyen topluluğu,
günümüzde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olarak varlığını sürdürmektedir.
Cumhuriyet Dönemi Türk Müzik Kültürü
Türkiye Cumhuriyeti devletine ait müzik politikalarının biçimlenmesinde muasır medeniyet se-
viyesine ulaşma arzusu büyük önem taşımaktadır. Bu medeniyet zincirinin bir halkası olabilmek için Tür-
kiye Cumhuriyeti iki hedef belirlemiştir. Bunlardan birincisi çağdaş, ikincisi ise ulus devleti olabilmektir.
Bu iki hedefin net biçimde uygulamaya konduğu ve verimli neticelerin alınmaya başlandığı en uygun
saha ise müzik sanatı olmuştur. Cumhuriyet Dönemi müzik politikalarında yaşanan büyük değişim ve dö-
nüşümlerde tabii ki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk büyük paya sahiptir. Atatürk’ün müziğin ne olduğu
hakkında vermiş olduğu beyanatlarda bu yüce sanat hakkında ince ve derin düşüncelere sahip olduğu gö-
rülmektedir. Müzik ile ilgili düşüncelerini sadece halk önünde değil meclis gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin
nabzını tutan kurumlarda da sürekli dile getiren Atatürk; ulusal-ince duyguları, düşünceleri anlatan
yüksek deyişleri söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce genel son müzik kurallarına göre işlemek
gerektiğini ancak bu düzeyde Türk ulusal müziğin yükselebilip evrensel müzikte yerini alabileceğini
belirtmiştir.
REPERTUVAR ÇALIŞMASI REPERTUVAR ÇALIŞMASI 93