Page 113 - ÇALGI EĞİTİMİ VİYOLA 12
P. 113
Okuma Parçası
Âşık Veysel Şatıroğlu’nun (Görsel 4.1) hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmak için aşağıda
verilen metni okuyunuz. Şatıroğlu’nun çalışma hayatını “sevgi” değeri ekseninde yorumlayarak
örnekler veriniz.
ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU (1894-1973)
Veysel Şatıroğlu, 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine
bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Babası; “Ka-
raca” lakaplı, Ahmet adında bir çiftçidir. O yıllarda
çiçek hastalığı Sivas yöresini kasıp kavurmaktadır.
Veysel’den önce iki kız kardeşi çiçek hastalığından
yaşamını yitirmiştir. Yedi yaşına girdiği 1901’de Si-
vas’ta çiçek salgını yeniden yaygınlaşır, Veysel de ya-
kalanır bu hastalığa. Kendisi, o günleri şöyle anlatıyor:
“Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmiş-
ti. Entarimi giymiş ve beni çok seven Muhsine kadına
göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir
gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir
daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım. Çiçek zorlu
geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de
-solun zorundan olacak- perde indi. O gün bu gün-
dür dünya başıma zindan.” Sağ gözünün görme şansı
varmış, ışığı seçebiliyormuş bu gözüyle o sıralar. Yal-
nız yakınlardaki Akdağmadeni’nde bir doktor varmış. Görsel 4.1: Âşık Veysel Şatıroğlu
Babasına “Çocuğu Akdağmadeni’ne götür, orada gö-
zünü açacak bir doktor var.” demişler. Ne var ki olum-
suzluklar yakasını bırakmamış Veysel’in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel,
ansızın dönüverince babasının elinde bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz
de akıp gitmiş böylece. Bundan böyle bacısı elinden tutarak gezdirmeye, dolaştırmaya başlamış
Veysel’i. Gittikçe içine kapanmış Veysel. Emlek Yöresi olarak adlandırılan, Sivas’ın âşığı bol bu
diyarında, Veysel’in babası da şiire meraklı, tekkeyle içli-dışlı biriymiş. Dertlerini birazcık da olsa
unutacağı bir uğraşı olsun diye Veysel’in eline bir saz vermiş babası. Halk ozanlarından da şiirler
okuyup, ezberleterek avutmağa çalışırmış oğlunu. Ayrıca yöre ozanları da zaman zaman babası
Şatıroğlu Ahmet’in evine uğrar, çalıp söylermiş. Merakla dinlermiş bunları Veysel. Komşuları
Molla Hüseyin de sazını düzenler, kırılan tellerini takarmış. İlk saz derslerini babasının arkadaşı
olan Divriği’nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa’dan (Âşık Alâ) almış. Kendisini iyice saza vermiş,
usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başlamış. Karanlık dünyasını aydınlatan ozanlar dünyasıyla
Çamışıhlı Ali tanıştırmış daha çok Veysel’i. Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dertli, Ruhsati gibi
usta ozanların dünyalarıyla tanışmış böylece.
Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak
Köy Enstitülerinde bağlama öğretmenliği yapmıştır. Veysel’e 1965 yılında, özel bir kanunla maaş
bağlanmıştır. Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyim-
serlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler
yönelttiği şiirleri de vardır. Âşık Veysel, 1973 yılında vefat etmiştir.
https://yakegm.ktb.gov.tr/tr-12798/asik-veysel-satiroglu-18941973.html adresinden alınmıştır.
Viyola 12. Sınıf 111