Page 93 - ÇALGI EĞİTİMİ BAĞLAMA | 9
P. 93

4                     Bağlamada Çalma-Söyleme







                                                                            Göğsüme tahta döşerler,
                                                                            Durmayıp beni okşarlar,
                                                                            Vurdukça bağrım deşerler
                                                                            Ben onun için inilerim.
                                                                                           Pir Sultan Abdal
                       4. BAĞLAMADA
                      ÇALMA-SÖYLEME



                                                                       Değerlerimizden

                                   Üniteye Hazırlık


                  1.  Halk müziğinin yapısını araştırınız. Edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
                  2.  Âşıklık  geleneğinde  çalma-söylemenin  nasıl  bir  yere  sahip  olduğunu  araştırınız.  Elde
                    ettiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
                  3.  Hem  çalıp  hem  de  söyleyen  bağlama  icracılarını  dikkatle  izleyiniz.  İzlenimlerinizi
                    arkadaşlarınızla paylaşınız.
                  4.  Halk müziğinin yapısında bulunan kırık hava tür isimlerinin neye göre verildiğini araştırınız.
                  5.  Bağlamanın  bir  eşlik  çalgısı  olarak  kullanıldığı  alanları  araştırınız.  Edindiğiniz  bilgileri
                    arkadaşlarınızla paylaşınız.




               4.1. Bağlamada Çalma-Söyleme Geleneği


                    Geleneksel halk müziğimiz biçimsel açıdan ikiye ayrılmaktadır: Bunlardan ilki çalgısal halk
               ezgileri, ikincisi ise repertuvarın büyük kısmını oluşturan sözlü halk ezgileridir. Halk ezgileri, geçmişte
               yaşanmış birçok olayla ilgili olarak (kahramanlık, hasret, aşk, göç, savaş vb.) ortaya çıkmış ve
               nesilden nesle sözlü kültür aracılığıyla aktarılmıştır.

                       Repertuvar bakımından geniş bir alana sahip olan Anadolu’nun her bölgesinde çok çeşitli
               çalma  üslubu  ve  teknikleriyle  karşılaşılırken  söyleme  üslubunda  da  geleneksel  ezgi  kalıpları,
               bölgesel ağız vb. farklılıklar meydana gelmiştir. Anadolu’daki halk müziğini incelediğimizde "uzun
               havalar" ve "kırık havalar" olmak üzere iki büyük form vardır. Ayrıca aynı eser içinde kırık hava
               olarak başlayıp uzun hava olarak devam eden "karma havalar" da bir form şeklinde karşımıza
               çıkmaktadır. Kendi içlerinde sahip oldukları özelliklere göre alt  türlere ayrılan uzun ve kırık havalar
               her bölgede farklı isimlendirmelerinin yanı sıra seslendirildikleri mekân, toplanma özellikleri, çalma
               amaçları gibi niteliklere göre de büyük bir zenginlik ve çeşitlilik barındırır. Çalma-söyleme açısından
               bölgeleri incelediğimizde toplu şekilde yapılan icraya Balıkesir’de (Dursunbey) Barana; Elazığ’da
               kürsü başı, erfene (arfana); Konya, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Akşehir, Ankara’da oturak âlemleri;
               Şanlıurfa’da sıra gezmeleri (sıra geceleri); Çankırı, Isparta (Kula), Manisa, Kütahya’da (Simav)
               yârenlik gibi isimlendirmeler örnek verilebilir. Bölgelere ait bu toplulukların oluşturduğu çalma-
               söyleme  kültürü  zamanla  o  bölgenin  yöresel  çalma-söyleme  tavrının  oluşumunda  önemli  rol
               oynamıştır. Bu toplanmaların kültürel ve bölgesel müzik gelişiminin yanında sosyolojik bakımdan
               başka bir önemi ise insan ilişkileri, birlik ve dayanışma gibi bütünleyici duyguları beslemesidir.






                  92
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98