Page 120 - ÇALGI EĞİTİMİ TAMBUR 9
P. 120

TERİMLER SÖZLÜĞÜ








                                                                    A

                      abes                         :  Gereksiz, yersiz, boş.
                      ahenk                     : Uyum.
                      akil                           : Akıllı.
                      akort                       : Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen.
                      asude                      : Rahat, sakin.
                      avare                       : İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş.
                                                                    B
                      binaen                   : Dayanarak.
                      bibedel                  : Bedelsiz.
                      biçare                     : Çaresiz.
                                                                    C
                      canan                     : Gönülden sevilen, gönül verilmiş kadın. Tasavvufta Tanrı.
                      cefa                         : Zulüm.
                                                                    D

                      deha                        : İnsan zekâsının ve kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey.
                      derviş                      : Bir tarikata girmiş, onun kurallarına ve törelerine bağlı kimse.
                      dilber                      : Alımlı, güzel kadın.
                      divan                       : Meclis.
                      diyapazon             : Titreştirildiğinde ana seslerden birini veren, U biçiminde, küçük çelik bir araç.
                                                                    E
                      eda                           : Davranış, tavır. Naz, işve.
                      ekol                          : Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım.
                      enbiya                    : Nebiler, kendilerine kitap indirilmemiş peygamberler.
                      enderun                : Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. Devlet görevlilerini yetiştiren okul.
                                                                    F

                      felek                        : Talih, baht, şans.
                      flajöle                     : Bir çalgının, titremekte olan tel ve hava sütununun çıkardığı en yüksek şiddete sahip ve en duyulur olan ana tonunun dışında aynı
                                                           anda doğal olarak çıkardığı diğer sesler.
                      frekans                  : Titreşim sayısı.
                                                                    G

                      gaflet uykusu     : Bilgisizlik, aymazlık.
                      gazel                       : Klasik Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sazlardan birinin eşliğinde söylenen, söyleyenin ses
                                                           gücünü göstermesine de olanak veren müzik eseri.
                      goncafem             : Gonca ağız.
                      gramofon             : Önceden özel bir madde üzerine kaydedilmiş sesleri, istenildiğinde dinleten alet.
                      gülnihâl                : Gül fidanı.
                                                                    H

                      hanedan               : Hükümdar, devlet büyüğü vb. bir kişiye dayanan soy, büyük aile.
                      hanende               : Şarkıcı
                      hare                         : Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler.
                      harem ağası        : Osmanlı saraylarında ve büyük konaklarda haremle selamlık arasında hizmet gören zenci köle, hadım ağası.
                      hasretmek           : Bir şeyin bütününü birine, bir şeye ayırmak, vermek.




             118
   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125