Page 202 - SPOR PSİKOLOJİSİ VE SOSYOLOJİSİ 12
P. 202

fizyoterapi  :  Fizik tedavi.  idrak  :  1. Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme. 2. Erişme, ulaşma. 3. Algı,
 fonksiyon  :  İşlev.                algılama.
               iftihar             :  Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç.
 -G-           ilke                :  1. Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip. 2. Temel bilgi. 3. Öge,
 gala  :  1. Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen. 2. Ön   unsur. 4. Davranış kuralı. 5. Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül,
 gösterim.                           mebde, umde, prensip.
 gaye  :  Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç  imgeleme  :  1. Sporcuların kendilerini tüm duyularıyla yaşayarak herhangi bir
 gelenek  :  Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın   hareketi yapıyormuş gibi hayal etmeleri. 2. Hayalde canlandırma.
 tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar,   3. Tahayyül.
 alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.  istikrar  :  Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık.
 genelleme  :  Bir işlemin sonucu olan genel kavram, yargı, bilim yasası veya kuram.  iş bölümü  :  Bir toplumsal üretim düzeni içindeki değişik görev ve hizmetlerin,
 goolball  :  Topun içindeki zillerin oyuncuları yönlendirmesiyle oynanan görme   toplumun üyeleri, grupları arasında karşılıklı bağımlılık ilişkileri içinde
 engelli sporu.                      bölünmesi süreci.
 görenek  :  Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet.  işlev  :  Bir yapının gerçekleştirilebileceği ve onu başka yapılardan ayırt etme
 gözlem  :  Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek için   imkânı veren eylem türü, fonksiyon.
 uygulanan bilimsel yöntem.  iştirak  :  1. Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. 2. Bir işte yer alma, paydaşlık etme.
 grup  :  1. Belirli amaçlar ve bunları gerçekleştirme çabası içerisinde     3. Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. 4. Katılma.
 toplanmış, belirli kurallara göre organize olmuş, belirli süre karşılıklı   itaat  :  Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma.
 sosyal ilişkide bulunan, en az iki kişiden oluşan, göreli bir sürekliliği olan
 bireyler topluluğu. 2. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip.  -J-
 güdü  :  1. İstek, arzu, gereksinim, dürtü ve ilgileri kapsayan kavram. 2. Bilinçli   jest  :  1. Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol ve baş ile yapılan
 veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön   içgüdüsel veya iradeli hareket. 2. Beklenmedik iyi davranış.
 veren herhangi bir güç.  -K-
 güdülenme  :  1. Güdülerin organizmayı uyarıp faaliyete geçirerek organizmanın   kabahat  :  Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet.
 davranışlarını belirli bir amaca doğru yöneltmesiyle organizmanın   kamuoyu  :  Toplumsal yaşamın olay ve olguları konusunda toplumsal kümelerin
 davranışta bulunma süreci. 2. Bireyin, işinin yönünü, gücünü ve öncelik   ya da toplumun ortaklaşa yargısını yansıtan düşünce ve kavramların
 sırasını belirleyen içten veya dıştan gelen dürtülerle harekete geçmesi,   toplamı.
 motivasyon.   kapasite            :  1. Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa. 2. Belli bir
                                     alana sığabilecek kişi veya nesne sayısı. 3. Anlama, kavrama yeteneği.
 -H-           karavana            :  Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama.
 halk  :  1. Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı   kariyer  :  Bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve
 uyruktaki insan topluluğu, folk. 2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin   uzmanlık.
 uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu.  kategori  :  Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin
 hipotalamus  :  Otonom tepkileri düzenleyen kontrol merkezi.  tamamı, grup, ulam.
 hiyerarşi  :  Makam sırası, basamak, derece düzeni, aşama sırası.  kavrayış  :  1. Kavrama işi. 2. Kavrama, anlama, algılama yetisi. 3. Bir algının
 homeostazis  :  Hücre dışı gerçekleşen olaylar karşısında hücrenin kendi   doğrudan doğruya kavranması.
 (homeostasi)  :  metabolizmasını koruma eğilimidir. Hücre bu olay sırasında ATP harcar   kaygı  :  1. Rahatsız edici ve gerginlik yaratan duygu durumu. 2. Üzüntü, endişe
 ve enerji sentezler. Yaşamın devamı için düzenleyici sistemler yardımıyla   duyulan düşünce, tasa.
 organizmanın iç ortamının sabit tutulmasıdır.  kaynaşma  :  Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek, toplumdaki hareketlilikle birbirine
                                     iyice uyuşma.
 -İ-           kent                :  Tarım üretiminin en aza indiği teknolojinin gelişmesiyle artan nüfusla
 idealist  :  Ülküsü olan.           birlikte karmaşık yapıya sahip insanların oluşturduğu yerleşim.



 SPOR PSİKOLOJİSİ VE SOSYOLOJİSİ     199  200  SPOR PSİKOLOJİSİ VE SOSYOLOJİSİ
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207