Page 677 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 677
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 331
8. ÜNİTE > Haber Metni Kazanım A.4.14: Türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazarlarını ve eserlerini sıralar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Haber Yazarlarını Tanıyalım 25 dk.
Haber yazılarında eser vermiş yazarları tanıyabilmek. Yazarın metne etkisini belirleyerek metinden çıkarımlarda
Amacı Bireysel
bulunabilmek.
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
24 Saat Haberle Yaşardı
Türkiye’de yazılı basında ve televizyon gazeteciliğinde derin izler bırakan Mehmet Ali Birand’ın çalışma
arkadaşları, ölümünün 8. yılında “usta” olarak kabul ettikleri duayen gazeteciyi anlattı.
Gazeteci Cüneyt Özdemir, ilk olarak çalışkanlığıyla kendilerine örnek olan Birand’ın 24 saat haberle
yaşayan, haberle yatan, haberle kalkan ve sürekli en yakınındaki meslektaşını bile atlatmak için ça-
balayan, çalışan, üreten bir meslek büyüğü olduğunu söyledi. Birand’ın özellikle istikrarlı ve çalışkan
hâlinin kendilerine örnek olduğunu belirten Özdemir, “Özellikle Türkiye’de Anglosakson gazeteciliğin,
yani soran, sorgulayan, evrensel gazeteciliğin de önemli bir mihenk taşıydı.” diye konuştu. Özdemir,
Mehmet Ali Birand’ın Türkiye’ye dünyayı anlattığı kadar, dünyaya da Türkiye’yi anlatan bir isim oldu-
ğuna dikkati çekerek pek çok uluslararası yayında makalelerinin yayınlandığını aktardı. Cüneyt Özde-
mir, Birand’ın hem yazılı basında hem de televizyonda üreten ve bu üretkenliğiyle örnek olan bir isim
olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Günlük yazılarının yanı sıra kitaplar yazan, televizyonda
anchormanliğin yanı sıra belgeseller yapan, bunun yanında çeşitli kurumsal işlere de imza atan bir
isimdi. Bir haber fabrikası gibiydi.
(…)
Gazeteci Ahmed Arpat da Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün ile büyümüş nesiller için mesleği seçme ne-
denlerinden biri olduğunu söyledi. Mehmet Ali Birand’ın, dünyayı ekranlara taşıdığını, sadece yayın-
larını izlemenin dahi bir basın-yayın öğrencisi ya da haberciliğe meraklı genç için ders niteliğinde ol-
duğuna dikkati çeken Arpat, şöyle devam etti: “Dosya haberciliği nasıl yapılır, haberi masadan sahaya
nasıl taşırsınız, nasıl okutur, izlettirirsiniz? 32. Gün arşivi internette var. Açın, bakın. Mesleğe dair çoğu
ders kitabından daha fazlasını o arşivde bulacaksınız. Birand, kelimenin gerçek anlamıyla bir haberci,
bir ekol. Yetiştirdiği, Türk basınına, okuyucuya, izleyiciye emanet ettiği onlarca isim var ve her biri
kendi alanında başarılı gazeteciler, televizyon habercileri... Bir arada olduğumuz, haber konuştuğumuz,
sohbet ettiğimiz her an, karşılıklı yayınlar da dahil çok öğreticiydi. Çalışanlarının potansiyeline inanan,
motive eden, ileri iten, yer açan bir ekip lideriydi. Muhabirlik ruhunu hiç kaybetmedi. En zorlayıcı
anlarda, bir bakmışsınız, sahada, yanınızda haber takip ederken, anons yaparken görürdünüz onu. Bi-
rand’la çalışıyorsanız şikâyet etmeye hakkınız yoktu. Çünkü Birand şikâyet etmezdi.” Ekranın stresli
ve hata kaldırmayan bir iş olduğunu belirten Arpat, buna rağmen ekranda dil sürçmesinin de bu işin
doğasında olduğunu ondan öğrendiklerini aktardı. Arpat, “Ben Mehmet Ali ağabeyi haber merkezini
çınlatan kocaman kahkahası, yayına inerken herkesle teker teker selamlaşması ve bitmeyen habercilik
aşkıyla hatırlıyorum ve kendimi onunla birlikte çalıştığım için şanslı sayıyorum.” değerlendirmesinde
bulundu. Geçen 8 yılda Birand’ın yokluğunda televizyon haberciliğinin renginin biraz solduğunu dü-
şündüğünü ifade eden Arpat, “Yerini doldurmak mümkün değil. Birand’ın aramızdan ayrılışı sonrası
çok kritik zamanlar geçirdi Türkiye. Çok zor gündemlerle karşı karşıya kaldık. Yaşasaydı ne yapardı,
hangi haberi nasıl görürdü, nasıl yorumlardı diye insan düşünmeden edemiyor.” diye konuştu.
Gazeteci Seda Öğretir de kendi kuşaklarındaki birçok meslektaşı gibi 32. Gün programıyla büyüdü-
ğünü söyledi. Onun yönetiminde çok iyi bir beyin ekibiyle tam bir komando eğitiminden geçtim. Ben
habere heyecanlanmayı, habere heveslenmeyi ondan öğrendim. Bu, öğrenilmez, insanın içinden gelir
diyebilirsiniz. Belki bir yere kadar doğru da sayılır. Ama ustanız Birand ise ve söz konusu haberse onu
da öğrenirsiniz. Canlı bağlantıları çok önemserdi. Onun sunduğu bir haber bültenine canlı bağlanan
muhabirin sıradan bir yayın yapma lüksü olamazdı. İlgili haberi en ince ayrıntısına kadar bilmek zorun-
daydınız. Ona bağlandıktan sonra başınıza her şey gelebilirdi. Sadece haberin içeriğine çalışmanız bile
çoğu zaman yetmezdi. Yayında sizi bir anda bulunduğunuz yerden uzaklaştırabilir, yürütebilir, kamera-
yı döndürür, arkada yürüyen adamın kimliğini, oradaki apartmanın yapılış tarihini ya da mimarını so-
rabilirdi. Canlı yayında fırçayı basabilir ya da keyfi yerindeyse yayını bitirirken sizinle şakalaşabilirdi.”
675