Page 37 - Tarih 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 37
19 TARİH 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
Makedonya Sorunu
Kuzey Bulgaristan’da 1878 yılında otonom bir prensliğin kurulmasıyla ilk doruk noktasına ulaşan Bul-
gar bağımsızlık hareketi, uzun vadede Orta Çağ Bulgar İmparatorluğu’nun topraklarını bu yeni ulusal
devlete kazandırma amacını gütmekteydi. Orta Çağ’da sınırlı bir süre Bulgar İmparatorluğu’na ait bu-
lunan Makedonya’nın Osmanlı egemenliğinden kurtarılması ve bu bölgenin yeni devlete katılması, bu
bağlamda çok önemliydi. Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa vilayetlerinde (Makedonya ve Edirne)
19. yüzyılın sonlarında, bir Bulgar bağımsızlık mücadelesine katılmak üzere Slav nüfusu harekete ge-
çirmek için gizli devrim komiteleri kuruldu. Fakat Makedonya’nın kendilerine ait olduğunu ileri süren
Yunan ve Sırp milliyetçileri Bulgarların bu çabalarına hemen karşı çıktılar. Hükümetleri yalnızca, Ma-
kedonya’yı kendilerine katmak için siyasi açıdan uygun bir zamanı beklemekteydi. Burada Avrupa ba-
rışını tehdit eden bir kriz ortaya çıktı. “Makedonya Sorunu” böylece Doğu Sorunu’nun (Şark Meselesi)
bir parçasını oluşturdu. Doğu Sorunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun hızlanan çöküşü sonucu Balkanlar-
da politik ilişkilerin ve sınırların belirlenmesi koşullarının yeniden düzenlenmesini içeriyordu. Doğu
Sorunu onlarca yıl Büyük Güçler diplomasisinin ve siyasetle ilgilenen Avrupa kamuoyunun dikkatini
üzerine çekti.
(Fikret Adanır, Makedonya Sorunu: Oluşumu ve 1908’e Kadar Gelişimi, Çev. İhsan Catay, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2001, s. 1.)
XIX. Asırda Bazı Savaşlar ve Bedelleri
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyılın son üç çeyreğinde yaptığı savaşlarda topraklarını korumayı amaçladı
fakat önemli toprak kayıpları yaşadı. 1821’de çıkan ilk Rum isyanı bastırıldı fakat başta Rusya, İngiltere
ve Fransa’nın da savaşa müdahil olmasıyla olaylar Osmanlı aleyhine gelişti. 1829’da imzalanan İstanbul
Antlaşması ile Mora Yarımadası’nı ve etrafındaki birçok adayı Osmanlı Devleti’nden alan Yunanistan
bağımsızlık kazandı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) de Osmanlı Devleti’nin en ağır sonuçla-
ra uğradığı bir yenilgiyle sonuçlandı. Avrupalı devletlerin tarafsız kalması Osmanlı Devleti’ni Rusya
karşısında daha da çaresiz bırakmış ve Ayastefanos Antlaşması’nı imzalamaya zorlamıştı. Bu antlaşma
ile Rusya, Balkanlar’da tek güç haline geldiği gibi İngiltere için çok önemli olan Ortadoğu coğrafyasına
da rahatlıkla inebilecekti. Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsız olmuş; Kars, Ardahan, Batum ve
Doğu Beyazıt Rusya’ya bırakılmıştı. II. Abdülhamid’in direktifiyle başlayan diplomatik girişimler so-
nuç verdi ve İngiltere’nin devreye girmesiyle 1878’de Berlin Konferansı toplandı. Ancak bu konferans,
Osmanlı Devleti’nin kayıplarını beklediği oranda azaltmadığı gibi savaş tazminatı yükünü daha da
ağırlaştırdı. Rusya’nın güneye inerek İngiliz sömürgeleri için tehdit oluşturmasını önlemek maksadıyla
Doğu Beyazıt ve Eleşkirt Osmanlı’ya geri verildi. Bunlara ilaveten Batılı devletler ve Rusya, Osmanlı
Devleti’ne yeni bir mesele ile karşı karşıya bıraktılar: Ermeni azınlığı. Bu devletler tarafından kışkırtı-
lan bir kısım Ermeni çeteleri, Osmanlı Devleti yıkılana kadar problem olmaya devam etti.
36