Page 173 - Tarih 9 | Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 173
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TARİH 9 91
4. ÜNİTE > İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası Kazanım 9.4.5: Asya merkezli Türk Devletlerinin çevrelerindeki devletlerle ilişkilerinin çok boyutlu
yapısını analiz eder.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Tarihsel Analiz ve Yorum Becerisi
Etkinlik İsmi ORTA ASYAʼDAKİ TÜRK DEVLETLERİ İLE ÇİN ARASINDAKİ İLİŞKİLER 20 dk.
Amacı Orta Asya’daki Türk devletlerinin Çin ile ilişkilerini analiz edebilme Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metinleri dikkate alarak soruları cevaplayınız.
HUNLAR DÖNEMİ
Çinliler, Hun akınlarını durdurabilmek için büyük emek ve sermaye harcayarak “Çin Seddi”
adıyla anılan dünyanın en büyük savunma sistemini meydana getirmişlerdir. Dünyanın hiçbir
yerinde ve devletinde, savunma amacıyla yapılmış böylesine muazzam seddin bir benzeri bulun-
mamaktadır. Bu da zamanın en güçlü, en mükemmel ve en süratli ordusunun Hunlar tarafından
eğitilmiş olduğunu gösterir. Öte yandan Çin seddi ile birlikte Çinliler arasında ilk defa devlet
sınırı fikri doğmuş ve gelişmiştir. Ayrıca bu surlar, Çinliler için hem güvenlik hem de ekonomik
bakımdan çok büyük yararlar sağlamıştır.
Salim Koca, “Büyük Hun Devleti”, Türkler Ansiklopedisi C.1, s. 1049. (Düzenlenerek alınmıştır.)
KÖK TÜRKLER DÖNEMİ
581 yılında Taspar Kağan’ın ölümü neticesinde başlayan taht mücadelesi merkezî otoriteyi zayıf-
lattı. Bunun yanında Çinli casus elçi Ch’ang Sun-shcng’ın faaliyetleri de devletin gücünü azalt-
mıştı. Üstelik Çinli casus, Kök Türk hanedanı arasındaki iç çekişmeleri ihtiva eden raporları im-
paratoru Wen’a sunuyordu. İşbara’nın gözüne girmeyi başardığı için onunla sürekli avlara çıkmış;
bu sayede Kök Türk ülkesinin dağlarını, vadilerini ve boylarının askerî vaziyetini öğrenmişti.
Daha da kötüsü Kök Türk devleti aleyhine hanedan arasındaki iç çekişmeleri öğrenip imparatora
rapor ederek entrika faaliyetleri yapmasını tavsiye etmesidir. İşte bunun sonucunda başlayan ent-
rika siyaseti, Kök Türk devletinin ikiye ayrılmasına sebep olmuştur.
Ahmet Taşağıl, Göktürkler I, s.85. (Düzenlenerek alımıştır.)
UYGURLAR DÖNEMİ
Bögü Kağan, Çin’de yaptığı harpler sırasında Mani dinine inanan rahiplerle temas etmiş, onları
Uygur ülkesine davet etmişti. Bögü Kağan, Uygurların bozkır adetlerini bırakıp medeni olma-
larını arzu ediyordu. Bunun da Mani diniyle mümkün olabileceğine inanıyordu. Hâlbuki Mani
dini, Uygurları zayıflatan en büyük etken olmuştur. Uygurları hareketsizliğe, et yememeye, insan
öldürmemeye teşvik eden bu din; onları gevşetti ve cesaretlerini köreltti. Manihaizm, bir tüccar
ve şehirli dinidir. Onun savaşçı ruhları gevşettiği doğrudur. Fakat sonradan Uygurların ilim, sa-
nat ve edebiyattaki ilerlemelerine olan faydası da inkâr edilemez.
Gülçin Çandarlıoğlu, Uygur Devletleri Tarihi ve Kültürü, Türkler Ansiklopedisi, Cilt 2, 343-344.
(Düzenlenerek alınmıştır.)
171