Page 158 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 158

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9          81

              4. ÜNİTE > Masal/Fabl              Kazanım: A.2.9. Metindeki anlatım biçimleri ve tekniklerinin işlevlerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                       ANLAT AMA NASIL?                                20 dk.
             Amacı      Metindeki anlatım biçimleri ve tekniklerinin işlevlerini belirleyebilmek.  Bireysel



             Yönerge  Aşağıdaki masalı olay örgüsünü takip ederek dikkatlice okuyunuz ve soruları cevaplayınız.


                                                    SABIR TAŞI
                                                         1
              Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde ülkenin birinin padişahının güzelliği dillere destan bir kızı
              varmış. Bu kız bir gün gergef işlerken bir kuş gelmiş gergefin üzerine konmuş demiş ki:
              — Sultan Hanım, Sultan Hanım, sen kırk gün bir ölünün yanında duracaksın!
              Sultan Hanım bunu duyunca korkmuş, kimseye bir şey söyleyememiş. Üç gün aynı şekilde bu kuş
              gelmiş, böyle söylemiş. Sultan Hanım dayanamamış başından geçenleri annesine anlatmış. Annesi,
               — Kızım, kaçalım bu saraydan, muhakkak baban ölecektir de onu beklemeye mecbur olacaksın,
              demiş.
              — Peki, demiş kız.
                                                         2
              Anne kız kaçmışlar, az gitmişler, uz gitmişler; dere tepe düz gitmişler. Bir dağın tepesine varmışlar.
              Orada kapısı yeşil boyalı bir ev görmüşler. Annesi kızına:
              — Kızım git şu evdekilerden biraz ekmek, su iste; karnımızı doyuralım, susuzluğumuzu giderelim.
              Kız, ekmek su isteyeyim diye evden içeri girince kapı kapanmış, kız içerde, annesi dışarıda kalmış.
              Kız evin içerisini dolaşmış bakmış ki bir delikanlı ölü gibi divanın üzerinde boylu boyunca uzanmış
              yatıyor. Kız, hemen cama gelip annesine:
              — Anne, biz ne kadar kaçsak da kaderimizden kaçamayız. Bak, başında bekleyeceğim ölü buraday-
              mış. Biz kendi ayağımızla onun yanı başına geldik. İyisi mi sen saraya dön, ben burada kaderime
              razı olayım, görevimi yerine getireyim, demiş.
              Annesi bu söz üzerine kızını orada bırakıp saraya dönmüş.
              Kız delikanlının yattığı odaya gelmiş. Bakmış ki oğlanın başucunda bir not var; almış, okumuş.
              Notta, “Her kim kırk gün boyunca benim başımda beklerse ben kırk günün sonunda kalkıp onunla
              evleneceğim.” yazılıymış.
              Kız beklemeye başlamış. Saatler saatleri, günler haftaları kovalamış. Sayılı gün çabuk geçer demişler,
              gerçekten de günler su gibi akıp geçmiş. Otuz dokuzuncu gün kız camdan dışarıyı seyrederken bak-
              mış ki bir Arap bezirgân evin yakınında yüklerini indirmekte, kızları da kendisine yardım etmekte.
              Bakayım beğendiğim şey olursa alayım da bu delikanlı beni güzel elbiseler içinde görsün, diye dü-
              şünmüş. Camı açıp kızlardan birisini çağırmış ona olanları anlatmış ve eğer müsaitse biraz burada
              beklemesini, hemen döneceğini söylemiş. Arap kızı:
              —Tamam, hanımım sen git; gözün arkada kalmasın. Ben beklerim burada, demiş.
              Kız dışarı çıkar çıkmaz delikanlı da uyanmasın mı!.. Karşısında Arap kızını gören delikanlı kaderim
              bu, deyip kabullenmiş. Arap kızı Sultan Hanım’ın başından geçenleri sanki kendi başından geçmiş
              gibi anlatmış. Bey oğlu da buna inanmış ve Arap kızına onunla evleneceğini söylemiş.
              Sultan Hanım dönünce delikanlının uyandığını ve Arap kızıyla evleneceğini öğrenmiş ama ne gelir
              elden, bir şey diyememiş daha. Arap kızıyla delikanlı onu da yanlarına hizmetçi olarak almışlar.
              (…)

                                                                                         (Düzenlenmiştir.)
                                                 Sami Demirbağ, Elâzığ Masalları, Elâzığ Belediyesi Yayınları, Elâzığ, 2010.






                                                                                                   157
   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163