Page 250 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 250

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9        128





             6.ÜNİTE > Tiyatro    Kazanım A.3.6. Metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                       TİYATRODA KADRO                                 20 dk.
             Amacı      Metinden hareketle şahıs kadrosunun özelliklerini kavrayabilmek.         Bireysel
             Yönerge  “Cimri” adlı metni okuyunuz ve aşağıdaki soruları bu metne göre cevaplayınız.


                                                      CİMRİ

               HARPAGON: Belalı şey evinde büyük para saklamak, belalı şey. Ne mutlu varını yoğunu sağlam bir
               yere yatıranlara. Evinde cep harçlığın olacak yalnız, tam yetecek kadar. Koskoca evde emin bir delik
               ara da bul. Demir kasa, evet, ama benim gözüm tutmaz demir kasaları, dünyada güvenemem onlara.
               Hırsızlara gel al demek gibi bir şey parasını kasaya koymak, uluorta. İlkin neye saldırır herif? Kasaya
               tabii. Evet ama ben bakalım iyi mi ettim bahçeye gömmekle, dün getirdikleri on bin altını? On bin
               altın bu, laf değil; sen tut hepsini… (İki kardeş birbirleriyle konuşarak girerler.) Aman yarabbi! Kendi
               kendimi ele verdim. Öfke başıma vurmuş olmalı. Ağzımdan bir şeyler kaçırdım galiba düşünürken.
               Ne o, hayrola? Çoktan beri mi buradasınız?

               ELIS: Hayır şimdi geldik.
               HARPAGON: Duydunuz ama şimdi dediğimi…

               ELISE: Neyi, baba?

               CLEANTE: Duymadık bir şey.

               HARPAGON: Duydunuz, duydunuz.
               ELISE: Aman etmeyin baba, duymadık.

               HARPAGON: Bir şeyler duydunuz işte, anlamaz mıyım ben? Kendi kendime diyordum ki para bul-
               mak ne zor şey bugünkü günde. Ne mutlu diyordum, evinde on bin altını olana!
               CLEANTE: Rahatsız ederiz diye yaklaşmıyorduk.

               HARPAGON: Ben söyleyeyim de içim rahat etsin. Olur ki ağzımdan çıkanı yanlış anlar, on bin altı-
               nım var sanmaya kalkarsınız.

               CLEANTE: Biz sizin işlerinize karışmayız.
               HARPAGON: Ah, keşke olsa, on bin altınım olsa! Nerede!

               CLEANTE: Benim bildiğim…

               HARPAGON: Neler yapardım on bin altınla.
               ELISE: Böyle şeyler bizi…

               HARPAGON: Paraya öyle ihtiyacım var ki bugünlerde.

               CLEANTE: Benim bildiğim…
               HARPAGON: Öyle işime yarardı ki…

               ELISE: Ama siz de biraz…

               HARPAGON: Olsa, hiç böyle yakınır mıydım hâlimden, zamanlar kötü der miydim?



                                                                                                   249
   245   246   247   248   249   250   251   252   253   254   255