Page 472 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 472

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9        240

              9.ÜNİTE > Günlük/Blog               Kazanım A.4.9. Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
              Alan Becerileri: Okuma Becerisi/Yazma Becerisi  Genel Beceriler: Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
             Etkinlik İsmi                        BİLGİ VE YORUM                                 25 dk.
             Amacı      Bilgi ve yorumun metne kazandırdığı özellikleri belirleyebilmek.         Bireysel


              Yönerge Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız (Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır.).


                                                                                            23 Temmuz

              Kınalar köyüne giderken bir boğaz vardır. Her yaz bir kere uğramadan edemediğim bir yer, bir çeşit
              “yılın nirengi noktası” benim için. Bu yıl, bahar selleri yüzünden suları çoğalmış boğazın. Eskiden
              üstüne çöktüğümüz taşlar silinip gitmiş. Su, kayaları tarayarak inmiş aşağılara, koca parçalar kopara-
              rak tabanına yığmış, ağaçları köklerinden söküp ters çevirmiş. Ölü bir bitkiler dünyası. Yüksek sesle
              konuşmaktan bile ürkülüyor. Sivri, dengesiz kayalar iğreti, asılı duruyor tepede, göğe bir anlığına
              ilişmişçesine. Derler ki su, tepesindeki dağlarla dipteki boşluğun tam ortasındadır.

              Köylülerden uğrayan yok oraya, köy yolu çok önce bitiyor. Kayalardan kopan taşları, suyu atlayarak
              giriyorsunuz boğazın kovuğuna. Yalak tepelerde kalıyor. Yalnız yaban nanesinin kokusu duyuluyor
              derin sessizlikte, bir de kaynağı belirsiz garip bir vızıltı: belki de sessizliğin kendisidir. Boğazın suyu
              serin, tatlı; yeşil, çürük, ezilmiş ot kokuyor. Sanki yıllardır beklemiş bir sandık yeni açılmış. Yüzer-
              ken, kayaların araları karanlık, güneşin azıcık sarılaştırdığı bölgeler ortalarda. Bütün bunlar on beş
              kulaçlık bir alanda olup bitiyor. On beş kulaç ötede ufak bir çavlan akıyor, yeniliyor havuzu. Nereden
              geldiği belli değil; kayaların üstüne çıkılamıyor ki. Her şey, doğa ilk yaratılmışçasına kaygan, belir-
              siz, umdurucu, ürkütücü. Bir şeye ramak kalmış gibi. Bir jeolojik dönem bitmek üzere gibi. Dipteki
              bataklığı çevreleyen kayalar, adsız otlarla kaplı. Garip sürgünler fışkırmış dört yandan çünkü küçük
              çavlan bu yıl daha da güçlenmiş, gürleşmiş. Sarı, mor, boz dikenler de daha bir sıkı sarılmışlar top-
              rağa. Su, sığlaşıp sığlaşıp ansızın insan boyunu geçiyor. Kim bilir kaç yüzyıllık kaplumbağalarla suda
              oynayıp duran yılanbalıklarından başka canlı yok.

              Garip bir sınama yeri. Kişiye yaşadığını, soluduğunu dolaysız anlatan, korkuyu ama korkudan vaz-
              geçmemeyi de öğreten, sularında yüzülmesiyle gencelen bir boğaz.

                                                                                            (Alınmıştır.)
                                                    Uyar, T. (2003). Gündökümü I-Bir Uyumsuzun Notları. İstanbul: YKY.
              Kelime Dağarcığı
              çavlan: Çok akışlı büyük çağlayan.


             1.  Verilen günlük örneğinde “Kınalar köyüne giderken bir boğaz vardır. Köy yolu çok önce bitiyor. On
                beş kulaç ötede ufak bir çavlan akıyor.” gibi bilgilendirici ifadelerin kullanılmasının metinde anlatı-
                lanlara katkısı nelerdir?


















                                                                                                   471
   467   468   469   470   471   472   473   474   475   476   477