Page 16 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Çalışma Defteri 4
P. 16

Beceri Temelli





         Aşağıdaki metni okuyarak soruları cevaplayınız. ( Alıntılanan metnin aslına sadık kalınmıştır. )

             1. Metin                        Çanakkale Şehitlerine


             Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı dünyâda eşi?             Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller
             En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,             Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
             -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-          Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyare.
             Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.            Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
             Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!              Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
             Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”        (…)
             (…)                                                   Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
             Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;                     O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
             Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;                 Vurulmuş temiz alnından, uzanmış yatıyor;
             Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;          Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
             Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.            Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
             Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam;           Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
             Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.            (…)
             Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;            Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
             O ne müthiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…          Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
             Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,                   Mehmet Âkif Ersoy, Safahat
             Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
             Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller


             Kelime Dağarcığı:
             afak: Ufuklar. âgûş: Kucak. a’mak: Derinlikler. beşer: İn-
             san. enkâz: Yıkıntı. kesif: Yoğun. sâika: Yıldırım.
             şühedâ: Şehitler.  tahaşşüd: Birikme, yığılma.

              2. Metin
                                             Çanakkale Şehitlerine Şiiri Nasıl Yazıldı?
              (…)
              Necid çöllerinde günlerce devam eden bu meşakkatli yolculuktan sonra El-Muazzam istasyonuna varan kafile
              artık rahatlamıştır. Teşkilat-ı Mahsusa reisi Eşref Bey, buradan hemen Başkumandan ve Harbiye Nazırı
              Enver Paşa’yı arar. Şam-Halep-Medine telgraf hattı açılınca Enver Paşa ile şifreli bir konuşma gerçekleştirir.
              Reseptörün bir taraftan aldığı, bir taraftan çözdüğü bu telgraf metni gözleri yaşartır. Çünkü Enver Paşa Çanakka-
              le’de
              kazanılan büyük zaferi müjdelemektedir. Eşref Bey’in amacı müjdeyi bir an önce Akif’e ulaştırmaktır
              ve öyle yapar: “Üstâd… Aziz Üstâd… Size hayatımın en büyük müjdesini vereceğim. Bana bu saadeti
              bahşeden Cenâb-ı Hakk’a nasıl şükredeceğimi bilemiyorum. Çanakkale’de muhteşem bir zafer kazandık.
              Sizin duanız makbul oldu. Düşman, o muazzam donanmasını da beraberince alarak, mağlup ve mahkur Boğaz’ı
              terk etti. İstanbul kurtuldu, vatanın şeref ve haysiyeti halas oldu.” O ana kadar, heykelleşmiş bir şekilde
              duran Akif birden coşar, dostunun boynuna atılır. Koca Akif, Eşref Bey’in omzunda masum bir çocuk gibi
              hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla ağlar. Bu büyük müjdenin akşamında Akif’in gözüne uyku girmez ve Allah’a
              Çanakkale Destanı’nı yazmadan canını almaması için dua eder/yalvarır.
              (…)
                                                                    Cemal Kutay, Necid Çöllerinde Mehmet Akif
              Kelime Dağarcığı:
              halas olmak: Kurtulmak. Harbiye Nazırı: Bugünkü Millî Savunma Bakanı. mahkur: Aşağılık. meşakkat: Zahmet.
              reseptör: Özellikle ses, elektrik vb. işaretleri alıp değerlendirilmesini sağlayan cihaz, alıcı. Teşkilat-ı Mahsusa: Os-
              manlıda istihbarat örgütü.
                                            ORTAÖĞRETİM     16 TDE-10
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21