Page 16 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Çalışma Defteri-7
P. 16

Açık Uçlu Sorular-I



        Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.





                                                        MERDİVEN
          Giriş
          Düş
          (Bir çatı katı… Teras… Gece. Demir korkuluğun dibinde çiçek saksıları… Bir sokak lambası… Bekçi düdüğünü öttürerek
          geçer.)
          ŞEFİKA: (İçeriden) Artık yatsan Hamdi Bey!

          HAMDİ: (Pijamalı, terasta oturmaktadır.) Uykum yok Şefika Hanım.
          ŞEFİKA: (Girer.) Saat on ikiyi geçiyor.
          HAMDİ: Varsın olsun. Eski günlerimi düşündüm. Çocukluğum ağaçların tepesinde geçti. Sarıgüzel'deki evimizin ko-
          caman bir bahçesi vardı. Ben çiçeklerin ortasında büyüdüm. Bu sevgi bana babamdan geçti. Rahmetli müthiş çiçek

          meraklısıydı. Annem de tavuk hastası. Evde başka laf edilmezdi. Sonradan büyük Fatih yangınında evimiz yanınca kira
          evlerine göçtük. Karışık teşkilatlı, basık, karanlık, sevimsiz evler… Arkasından modaya uyduk, apartman dairesi deni-
          len lahit bozuntusu taş odalara tıkıldık kaldık. Ne çiçek ne tavuk!.. Nasıl yaparsın? Bu çatı katında tavuk beslemeye
          kalksan adın deliye çıkar, derdini kimseye anlatamazsın. Çiçeği saksılarda hapsettim yıllardan beri. Bunun ne demek

          olduğunu bana sorsunlar. Şu saksıdaki çiçekler bana neyi hatırlatıyor bir bilsen!
          ŞEFİKA: Neyi Hamdi Bey?
          HAMDİ: Kafese kapatılmış kuşları. Çiçek toprak ister Şefika Hanım. Serpilmek, boy atmak, gelişmek için engelsiz top-
          rak ister çiçekler… Oysaki yerden bu kadar yüksekte, çiçeğin özlediği toprağı nasıl, nerede bulacaksın? İster istemez

          böyle saksılara hapsedeceksin onları. (Kararlı) Fakat günü gelip çattı artık. Onları azat edeceğim. Toprağa kavuşacak-
          lar hepsi, sağa sola ve dibe doğru hiçbir engelle karşılaşmadan kök salacaklar, serpilecekler, ben de rahat bir nefes
          alacağım.
          ŞEFİKA: Sen çiçekleri bırak da kendinden konuş! Müdür nasıl davrandı işi öğrenince? Demin güzelce anlatmadın.

          HAMDİ: Ayakta karşıladı beni. Demek seni elimizden kaçırıyoruz, dedi.
          ŞEFİKA: Şaşırmıştır muhakkak.
          HAMDİ: Hem de nasıl! Emekliliğini istemek nereden aklına geldi, diye sordu.
          ŞEFİKA: Ne cevap verdin?

          (…)
          HAMDİ: Ben otuz yıldan beri hep bugünü bekledim: Benimdir diyebileceğim bir evim olmasını... Geniş bir bahçe or-
          tasında kuş kafesi gibi sevimli, aydınlık bir ev! (Onu kandırmak ister gibi) Hele çatısı kapansın, hemen kolları sıva-
          yacağım. Sıkılacaksın diyorsun. Sıkılmaya vaktim kalacak mı acaba? Bahçe emek ister, çiçekler de bakım... Cennete

          çevireceğim orasını. Gelip geçen, kırın ortasında bu gür yeşillik nasıl fışkırmış diye şaşacak. (Birden sertleşerek) Ne
          gülüyorsun?
          (…)
                                                                           Nazım Kurşunlu, Merdiven












                                               ORTAÖĞRETİM  16 TDE-11
                                           GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21