Page 20 - Tarihı 11 | Çalışma Defteri-8
P. 20

Açık Uçlu Sorular-1



        Aşağıdaki soruları verilen metne göre cevaplayınız.





























                                          Buharlı Makinelerin Osmanlı’da Kullanımı


                       18. yüzyılın ikinci yarısında  Avrupa’daki önemli teknolojik gelişmelerden biri de  buharın ısı enerjisinden mekanik
          enerjiye dönüşmesini sağlayan buhar makinesinin icadıydı. 1781 yılında İskoçyalı James Watt, 1764’ten beri üzerinde
          çalıştığı buhar makinesini geliştirerek, pistonun ileri geri hareketini bir tekerleğin dönme hareketine çeviren mekanik
          aletleri icat etmişti. Bu teknoloji, başlangıçta su pompalamada ve tekstil makinelerinde, 1787 yılından itibaren gemi-
          lerde kullanılmaya başladı. 1804’te ise bir vagonun şasesi üzerine sabit bir buhar makinesi yerleştirilerek dünyanın ilk
          buharlı lokomotifini üretildi. Kısa süre içinde buhar gücüyle çalışan bu makineler, sanayi sektörlerinin pek çoğunda
          kullanılır hale gelmişti. Avrupa’da meydana gelen gelişmelerin örnekleri kısa bir süre sonra Osmanlı topraklarında gö-
          rülmeye başlandı. Buhar makinesinin gemilerde kullanılamaya başlamasından henüz yirmi yıl geçmişti ki 1827’de aynı
          teknolojiyle çalışan vapur, İstanbul Boğazı’nda seferlere başladı. Bunu Feshâne başta olmak üzere, askerî alanlarda bir
          dizi sanayi tesislerinin kurulması takip etti
                        Osmanlı imparatorluğunda buhar makineleri sadece kamunun değil, özel sektörün de ilgi alanına girdi. Pek çok
          sektörde hem yerli hem de yabancı girişimciler, Osmanlı topraklarında küçük, orta ve büyük ölçekli tesisler kurmak
          için talepte bulunmaya başladı. Ancak Osmanlı Devleti 1850’li yıllara kadar özel sektörün bu talep ve girişimlerine
          izin verme konusunda mesafeli durarak, müsaade etmedi. Nedeni, klasik sistemle asırlarca üretim yapan esnaf ve
          esnaf örgütlerinin geleceği ve yaşayıp yaşayamayacakları meselesiydi. Çünkü Avrupa’nın yeni sanayi malları, Osmanlı
          piyasasında etkilerini göstermişti bile. Yerli mamullere göre daha ucuz ve çeşitli olan Avrupa sanayi ürünleri, Osmanlı
          esnafına rekabet hakkı tanımayacak gibi görünüyordu. Yani yeni teknolojiler, Osmanlı esnafını kısa sürede çökertme
          riskini fazlasıyla taşıyordu. Devletin 1850’lerde bu tavrından vazgeçmesinde 1856-1860 yılları arasındaki Amerikan iç
          savaşının sonuçları etkili oldu. Avrupa’nın pamuk ihtiyacını Amerika karşılamaktaydı. Savaş sebebiyle ortaya çıkan
          pamuk darlığı ve ihtiyacı, Avrupalıları Osmanlı topraklarına yöneltmiş ve bu nedenle pamuk ziraatı kısa süre içinde
          özellikle Çukurova ve Ege bölgesinde yayılmış ve gelişmişti. Buna paralel olarak yabancı ve yerli girişimcilerin pamuk
          sektöründe kuracakları tesisler için yeni makineler ithal etmelerine de izin verilmişti. Bu uygulama, ipek sanayisine de
          sirayet etmişti bu yıllarda. 19. yüzyılın son çeyreğine girildiğinde ise 1874’ten itibaren Avrupa’dan getirilecek makineler
          için alınacak gümrük vergisi 15 yıllığına kaldırıldı. Süre bitiminde ise 15 yıl daha uzatıldı. Bu süreçte hem yerli hem de
          yabancı özel girişimciler veya şirketler tarafından, ülkenin pek çok yerinde ve pek çok sektöründe talebe bağlı küçük,
          orta, büyük ölçekli sanayi tesisleri kurulmaya başladı.


          Fehmi Yılmaz, Erol Özvar, “Sanayi ve Çevre”, Osmanlı İmparatorluğunda Çevre ve Şehir, s. 274-276’dan düzenlenmiştir



                                            ORTAÖĞRETİM    20 TARİH-11
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25