Page 27 - Kimya 9 | Çalışma Defteri -8
P. 27

CEVAP ANAHTARI




                                                   BECERİ TEMELLİ

            C)  Evlerimizde kullandığımız çaydanlık ve ütü gibi aletlerde kaynatılarak yumuşatılmış su kullanılmalı,
               çamaşır ve bulaşık makinalarında kireçlenmeyi önlemek için çamaşır sodası kullanılmalıdır.


            Ç)  Karabük'te III. Jeolojik zamanda oluşan, kalkerli (kireç taşı) araziler geniş yer kaplar. Bu arazilerden
               geçen su toprağın yapısındaki Ca²⁺ ve Mg²⁺ iyonlarını çözer ve suda sertliğe sebep olur.

            D)  Karabük Belediyesi iyon değiştirici reçine kullanıp suya sertlik veren iyonları tutarak yumuşatabilir
               ya da kimyasallarla suya sertlik veren iyonları çöktürerek suyu yumuşatabilir.
            3.
            A)  Kimyasal kirleticiler; azot oksitler, karbondioksit, kükürt oksitler, sera gazları, plastikler deterjanlar,
               organik sıvılar, ağır metaller, piller, endüstriyel atıklar şeklinde sıralanabilir.

               Azot oksitler, karbondioksit ve kükürt oksitler asit yağmurlarına sebep olur. Sera gazları olarak bilinen
               karbondioksit, metan, kloroflorokarbonlar, su buharı ve azot oksitler sera etkisi oluşturarak küresel ısın-
               maya sebep olur. Binlerce yıl doğada kalabilen plastik atıklar ekolojik dengeyi bozmaktadır. Deterjanlar,
               toksik etkilerinin yanı sıra yapılarında bulunan fosfatlar nedeniyle su ve sudaki canlı hayatı olumsuz etkiler.
               Sulardaki aşırı yosunlaşmanın nedeni, deterjanların yapısındaki fosfatlardır. Fosfatlar yosunların anormal
               olarak büyüme ve çoğalmasına yol açar. Aşırı çoğalma su yüzeyini kapladığında suda çözünmüş oksijen
               miktarı azalır ve bu durum sulardaki canlı hayatı tehdit eder. Endüstriyel alanda kullanılan organik sıvılara
               petrol, aseton, karbon tetraklorür, benzen, etil alkol, asetik asit gibi kimyasal maddeler örnek verilebilir.
               Organik sıvılar çeşitli endüstriyel alanlarda kullanılmaktadır. İlaç, plastik, boya, petrokimya, tekstil gibi
               birçok alanda kullanılan organik sıvıların bir kısmı suda çözünürken bir kısmı suda çözünmez. Endüstriyel
               alanda kullanılan organik sıvılar bir şekilde suya ve toprağa karışarak çevreyi kirletmektedir. Ağır metaller,
               yer kabuğunun tamamında bulunan doğal elementlerdir. Çevresel kirlilikler, madencilik, endüstriyel üretim,
               metal ve metal içeren bileşiklerin kullanımı gibi nedenlerle toprak ve suyu kirletmektedir. Pillerin içindeki
               kimyasallar, pilin türüne göre değişir. Piller başlıca kadmiyum, kurşun, cıva, nikel gibi ağır metalleri ve
               kimyasalları içerir. Piller evsel atıklarla aynı yere atılmamalıdır. Çünkü evsel atıklar depolama alanlarına
               gitmektedir. Bu alanlarda, pillerin akü gövdesi paslandığında kimyasal maddeler toprağa sızar ve buradan
               içme sularına karışır.
            B)  Hava kirletici kimyasallar: Azot oksitler, karbondioksit, kükürt oksitler, sera gazları.

                  Su kirletici kimyasallar: Deterjanlar, organik sıvılar.
            C)  Hava kirliliğine birinci derecede sebep olan kimyasallar dolaylı olarak su ve toprak kirliliğine de sebep olur.
               Fosil yakıtlardan oluşan kimyasal kirleticiler asit yağmurlarını oluşturarak toprağın
                   pH değerini düşürür ve toprağın verimini azaltır, ayrıca suyun da pH dengesini bozarak canlı yaşamını olumsuz
               etkiler.
            IV.

            A)  Asit yağmurları göller ve nehirlere yağdığında suların asitliği artar. Bu durum o sularda yaşayan canlarla
               zarar verir. Kent içi veya kent dışındaki tarihi ve doğal yapıtlarımız zarar görür. Toprağın mineral oranının
               düşmesine neden olur, bu durum bitkilerin topraktan beslenmesine engel olur. İnsanlarda çeşitli solunum
               yoları, akciğer kanseri, nefes darlığı gibi hastalıklara neden olur. Topraktan derelere, ırmaklara ve göllere
               taşınır. Göl sularının asitliliği ve metal tuzlarının yoğunluğu artar. Buna bağlı olarak göl ekosistemi tehlikeye
               girer.
            B)  Asit yağmurlarının insanların yaşadığı bölgelerde tehlike oluşturmaması için öncelikle fabrikalar ve sanayi
               kolları şehir merkezi dışına çıkarılarak fabrika bacalarına filtre takılmalı, elektrik araçların kullanımı teşvik
               edilmeli, fosil yakıt tüketimi sınırlandırılmalı, toplu taşıma araçları ve yenilebilir enerji kaynakları tercih edilmelidir.
            C)  Sorunun cevabı öğrenciye bırakılmıştır.





                                                 MATEMATİK-11
                                            ORTAÖĞRETİM    27 KİMYA-9
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   22   23   24   25   26   27   28   29   30