Page 18 - Tarihı 9 | Çalışma Defteri-8
P. 18

Açık Uçlu Sorular



        Aşağıdaki soruları verilen metne göre cevaplayınız.










                                           İSLÂM-TÜRK DEVRESİNDE TÜRK KÜLTÜRÜ




         Türk tarihinin bu safhasında kurulan siyasi teşekküller artık tam bir "Bozkır ili" sayılmaz. Sosyal durum, iktisadî hayat,
         idarî ve askerî yönlerden olduğu gibi, dil, edebiyat, sanat itibariyle de Türkler yeni bölge ve kültür şartlarının gerekle-

         rine uymuşlar, dolayısıyla eskisinden oldukça farklı bir hüviyete bürünmüşlerdir. Bu şartlardan biri, İslamiyet’in dün-
         yevî faaliyetleri de kadrolayan kitabî bir din olması, diğeri de yerli halkın, İslami akide ve müesseselerle birlikte, eski
         İran (Sâsânî) geleneklerinden bir kısmını yaşatmakta devam etmesidir. Türkler, davranışlarını çevrenin siyasi, sosyal

         ve kültürel durumuna göre ayarlamakta mahir kimseler olduklarından, idarelerindeki bölgelerde Müslüman kütlelerce
         alışılmış ve onları tedirgin etmeyen gelenek ve kuruluşlara müdahale etmemişlerdir. Bu itibarla: Sosyal tabakalaşmanın
         devamı, halk dili Farsça ile Kur'an dili Arapçanın konuşma ve yazışmada, edebiyatta, dinî ve ilmî eserlerde kullanılması,
         Türk idareciler tarafından İslâmî isimler, unvanlar, lâkaplar alınması, mevcut hükümet teşkilâtının muhafaza edilmesi,
         devleti koruma hizmetine yerli unsurların iştirak ettirilmesi ve İslâm inanç ve ideallerinin devlette üstün bir manevî güç

         durumuna yükselmesi bu Türk siyâsî teşekküllerinin özellikleri olmuşlardır. Fakat bu Türk devletleri tam bir "İslâm dev-
         leti" de değildir. Aradaki farklar temelde ve özde olduğu için mühimdir. Türk-İslâm devletinin İslam devletinden ayrıldığı
         noktalar özellikle, hükümranlık anlayışı, devlette askerî karakter, dinî davranış, toprak rejimi ve sosyal haklarda belirir.

         O hâlde bu Türk devletleri İslâm dininin hâkim bulunduğu ülkelerde mevcut "kültür çevresi" değerler ile Bozkır Türk
         siyâsî, sosyal, hukukî örf ve geleneklerinin birbiri ile kaynaştığı, kendine has karaktere sahip teşekküllerdir.








                                                                                İbrahim Kafesoğlu/ Türk Milli Kültürü































                                            ORTAÖĞRETİM     18 TARİH-9
                                        GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23