Page 87 - Düşünüyorum Tematik Etkinlik Kitabı
P. 87

TEMA 4        SANAT



                               2 Laleler





           Etkinlik Açıklaması  Bu etkinlik, öğrencilerin geleneksel Türk sanatlarının çeşitlerini ve geleneksel Türk sanatlarında kullanılan
                            figürlerin sembolik anlamlarını açıklayabilme becerilerini geliştirmek üzerinedir.
           Etkinliğin Amacı  Geleneksel  Türk  sanatlarının  çeşitlerini  ve  bu  sanatlarda  kullanılan  lale  figürünün  sembolik  anlamını
                            açıklayabilme.
           Etkinliğin       Metin, öğretmen tarafından okunur. Görseller etkileşimli tahtada açılır. Öğrencilerden görsellerin hangi
           Uygulanması      sanat dallarına ait olduğunu belirleyerek sanat dallarında lale figürü kullanılması ile ilgili bildiklerini sözlü
                            anlatım kurallarına uygun bir şekilde arkadaşları ile paylaşmaları istenir. Öğrencilerin kendilerini bir sanatçı
                            olarak hayal edip duygu ve düşüncelerini yazılı bir şekilde ifade etmelerine rehberlik edilir.

          Yönerge
          1.  Öğretmeninizin okuduğu aşağıdaki metni dinleyiniz.




                               TÜRKLERİN DÜNYAYA HEDİYE ETTİĞİ HAZİNE: LALE

              Türkler tarafından asıl vatanı Orta Asya'nın Pamir Dağları'ndan Anadolu'ya getirilen ve buradan
              dünyaya yayılan lale, kentlerin simgesi ve baharın müjdecisi olarak adına festivaller düzenlenen
              nadir çiçeklerden biri. Soğanlı ve otsu bir bitki olan lale, Türkler tarafından Orta Asya'dan göçle
              Anadolu'ya getirildi. Anadolu'da 12. yüzyıldan itibaren el sanatlarında süsleme motifi olarak kul-
              lanılmaya başlanan lale, bu dönemden sonra şiirde, resimde, hikâyede, romanda, minyatürde ve
              tasavvufta ana konu olarak işlenirken, cami süslemelerine, top dökümlerinin motiflerine, halı-kilim
              desenlerine, savaş miğferlerine, kaftanlara, yazmalara, mendillere, eteklere, çeyiz sandıklarına,
              paraların üstüne bile nakşedildi. Osmanlı'da 3. Ahmed zamanında bir devre de adını veren İstan-
              bul'un ve Türkiye'nin simgesi olan lale, 15. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'ya götürüldü. 1500'lü
              yılların ikinci yarısında, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun İstanbul Büyükelçisi olan bitki
              bilimci Ogier Ghislain de Busbecq'in gönderdiği lale soğanları, önce Avusturya'nın Viyana şehrine
              oradan da Hollanda’ya ulaştı.
              (…)
              Lalenin Anadolu'ya gelişi Orta Asya'dan göçümüzle başlar. Lale Vakfı Araştırmaları Merkezi olarak
              bu konu üzerinde araştırmalarımız var. Birtakım tezler var. Bize en çok yakın olan soğan olarak
              taşındığı için obalar göç ederken kadınlar tarafından taşındığı ve endemik türlerden kök boya
              yaparken lalenin açmış renklerinde kök boya olarak katıldığı ve baskın renkler olarak kullanıldığı
              varsayımı  var. Türk  kadınları  dokudukları  kilimlerde  kullandıkları  endemik  türlerle  kök  boyalar
              yapıyorlar.
              (…)
              Osmanlı'da ise laleye düşkünlük, daha Kanuni Sultan Süleyman zamanında başladı. Bu küçük,
              yaprakları gayrı muntazam çiçekten, seçme ve melezleme yoluyla çiçeği badem, yaprakları han-
              çer, uçları tığ şeklinde zarif bir çiçek yetiştirildi. Yüzlerce çeşidi üretildi. Lalezarlar (lale bahçeleri)
              popüler oldu. Laleyi tasvir eden şiirler, lalenamelerde toplandı. Lale ile uğraşmak üzere bir Encü-
              men-i Daniş (akademi) bile kuruldu. İran'dan gelme 'duhteri' adlı lale soğanının tanesi bin altına
              satıldı. Lale fiyatları giderek arttı.
              (…)
              Lalenin seyahati Anadolu'dan Hollanda'ya uzandı. Çok renkli laleler tutuldu. Amsterdam'da bir ev
              alabilecek paraya satıldı. İnsanların cemiyetteki yeri, bahçesindeki lalelere göre tayin edilir oldu.
              Lale borsası çöktüğünde, bir gecede zenginler fakir düştü. Avrupa'da 1634-1637 yılları arasında
              tam bir tulipmania (lale çılgınlığı) yaşandı. Alexandre Dumas’nın Siyah Lale romanı bu devri an-
              latır.
                                                          Kenan Irtak, Türklerin Dünyaya Hediye Ettiği Hazine: Lale





                                                                                                 87
   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92