Page 24 - Felsefe
P. 24
Felsefe 10
İktidarın Kaynağı
Kişi veya topluluğun kendi aralarındaki ilkeleri dolayısıyla yönetimleri nasıl oluşturacakları; mevcut
yönetime, kurallara ve düzene neden uyup uymayacakları; hangi durumlarda uymanın hangi durumlar-
da karşı çıkmanın uygun olacağı iktidarın kaynağı problemini oluşturmaktadır. Düzen ve iktidarın oluşu-
mu ve ona uyulması farklı gerekçelere dayandırılmaktadır. Siyaset felsefesinde bu durum meşruiyet (bir
yandan yasaya uygunluk, diğer yandan toplumsal rıza) sorunu anlamına da gelir. Meşruiyet; yönetenin
yönetme gücünü nereden aldığı, yönetilenin yönetene neden uyduğudur. Bu durum, en genel anlamıyla
iktidarın kaynağı problemi olarak adlandırılmaktadır.
İktidarın kaynağı tartışmaları farklı görüşlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunlardan öne çıkanların
üçünü ele alırsak birincisi insanların korunma ve güvenlik ihtiyaçlarından devletin ortaya çıktığını söyler.
Devlet bu anlamda bir toplumsal zorunluluk olarak var olur. Devlet, yöneticilerin bu ihtiyacı karşılamak
adına yönetme gücünü elinde tuttuğunu söyler. Bu görüş, doğalcı görüş olarak ifade edilir.
İkinci görüş dinsel açıklamayı temele alır. Yöneticiler, Tanrı’nın buyruklarının yerine getirilmesi için
vardır. İktidarın kaynağı Tanrı olarak görüldüğü için insanlar, devletin kurallarına uymak zorundadır.
İktidarın kaynağı Tanrısal buyruklar olarak ele alınmaktadır.
Üçüncü görüş insanların ihtiyaçlarının karşılanması, toplumsal uyum, düzen ve güvenlik gibi unsurlara
yönelik olarak insanların toplumsal sözleşme yaptığı kabulüne dayanır. Toplumsal sözleşme insanların
ortak uzlaşısıdır. Bu durum, yönetenlere iktidar gücünü kullanabilme yetkisi vermektedir.
İdeal Devlet Düzeni
Herkesin hak ettiği saygıyı tam olarak gördüğü ve kaynaklardan hak ettiği payı tam olarak aldığı, böy-
lece huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşadığı toplumsal düzen mümkün müdür? “Adalet” içinde insanların
sorunsuz, mutlu, huzurlu ve güvenli bir hayat yaşamalarına olanak sağlayan ideal devlettir.
İdeal devlet düzeninin olabileceğini reddedenlerin ilk iddiaları, insanların kendilerini doğadan kopar-
masıyla birlikte yaşantıların zaten yapaylaştığıdır. İkinci görüş ise ideal bir devlet düzeninin olmasının
istenmediği çünkü ideal devletin insanların özgürlüğünü elinden alacağı düşüncesidir.
İdeal devlet düzeni olabileceğini savunan düşünceler, devletin temelinde olması gerekenler konusun-
da ayrışır. İdeal devlet düzeninin olabileceğini savunan üç farklı görüş vardır. Bunlardan birincisi ideal
devlet düzenin temelinin özgürlük olacağını iddia eder; ikincisi ideal devletin temelinin eşitlik olması
gerektiğini düşünür; üçüncüsüyse adaletin temelde olması gerektiğini savunur.
İdeal devlet düzeninin olabileceğini savunan veya reddeden görüşlerin yanında ütopyalar da vardır.
Ütopya, var olmayan fakat olabilirliği savunulan ideal devlet düzeni kurgularıdır. Ütopyaların bir kısmın-
da daha iyi bir hayatın nasıl mümkün olabileceği kurgulanırken bir kısmında da gelecekte iyi bir hayatın
değil daha kötü bir geleceğin olacağı düşünülmektedir.
23