Page 67 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 - Ünite 3
P. 67
ŞİİR
10. Şiirde ahengi sağlayan unsurları bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Ölçü
Kafiye
Redif
Aliterasyon
Kelime Tekrarı
ŞAİRİN BİYOGRAFİSİ
ÂŞIK Feymani (1942-...): Cumhuriyet Dönemi halk şairlerindendir. Asıl adı
Osman Taşkaya olan Âşık Feymani, Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Azap-
lı köyünde doğdu. Küçük yaşlardayken âşıklık geleneğine ilgi duyan Feymani,
bu alanda kendini geliştirdi. Âşıklığa başlamasında Karacaoğlan geleneğinin, yö-
rede yaygın olan türkülü halk hikâyelerinin ve usta malı türkülerin etkisi oldu.
Bağlı bulunduğu ailede âşıkların olması, onu âşıklık geleneğine yaklaştırdı. Fey-
mani, Adana’da topluluk önünde saz çalan ilk âşıklardan olup Adana’da saz ça-
lınmasını yaygınlaştırdı. Feymani, badeli âşıklardandır. Önceleri “Çoban, Çoban
Osman” mahlaslarını kullanan sanatçı, rüyasında bir pirin kendisine “Feymani” diye seslenmesiyle
Feymani mahlasını kullanmaya başladı. Doğal, akıcı ve içten bir üslubu vardır. Yerel ve özgün bir söy-
leyişe sahip olan Feymani; şiirlerini atasözleri, deyimler, alkış ve kargışlar gibi çeşitli halk söyleyiş-
leriyle zenginleştirmiştir. Lirik bir söyleyişe sahip olan sanatçının dinî-tasavvufi nitelikli şiirleri de
vardır. Şiirlerinde aşkın yanı sıra gurbet, ayrılık, kaderden ve felekten yakınma, vatan, kahramanlık
gibi temaları işledi.
DİL BİLGİSİ
1. Şiirde geçen mecaz anlamlı kelimeleri bularak aşağıdaki boşluğa yazınız.
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
2. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış olan kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz.
Elimi alınıma götürüp sıkıntıyla ovarken sesin sahipini tanımıştım; taksi şöförüydü. Karanlık bir
cadde de, kaldırımın kenarında durmuştuk. Ne zamandan beri kenti dolaşdığımızı ve şimdi hangi
semtte olduğumuzu bilmiyordum. Cebimde ki adresi çıkarıp uzattım. Şöför dikiz aynasının dibin-
deki lambayı yakıp okudu, sonra yüzü tuhaf bir hal aldı, öfkelenmiş gibiydi, adresi ve orada kimin
oturduğunu biliyordu sanki. Başını sallıyarak önüne döndü. Çiseleyen yağmurun altında, cadde-
nin sonuna doğru ileriledik.
137